Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/6021 E. 2021/8647 K. 20.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/6021
KARAR NO : 2021/8647
KARAR TARİHİ : 20.09.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen iki ayrı davada davalıyı vekil olarak temsil ettiğini, 01/07/2009 tarihli ücret sözleşmesi gereğince ilk dava için 50.000 TL ve ikinci dava için 110.000 TL maktuen ücret belirlendiğini, KDV tutarının ise bu ücretlere dahil olmadığını, ödenmeyen ücret alacağı için başlattığı takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile takibin 160.796,41 TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine yönelik olarak verilen karar; tarafların temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 17/01/2018 tarihli ve 2015/17046 E. 2018/181 K. sayılı kararıyla, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile toplam 128.291,45 TL asıl alacak ve toplam 30.526,36 TL faiz üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, hükmolunan 158.817,81 TL’nin %40’ına tekabül eden 63.527,12 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2) 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi, 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 11 inci maddesiyle “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye “Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” fıkrası eklenmiştir.
Gerek bu değişiklik, gerekse 6352 sayılı Kanunla İİK’na eklenen geçici 10 uncu madde uyarınca icra inkar tazminatı; 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan ve açılacak olan itirazın iptali davalarında (asıl alacak üzerinden) asgari %40, kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılan icra takipleri üzerine açılacak itirazın iptali davalarında ise (talep halinde hükmolunan meblağ üzerinden) asgari %20 oranında uygulanacaktır.
Buna göre, mahkemece; davaya konu icra takibinin 25/05/2012 tarihinde başlatıldığı gözetilerek, 128.291,45 TL asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, asıl alacağa işlemiş faiz alacağı olan 30.526,36 TL ilave edilerek toplam 158.817,81 TL üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının dördüncü bendinde yer alan “…158.817,81 TL…” ve “…63.527,12 TL…”rakamları çıkartılarak yerlerine sırasıyla “128.291,45 TL” ve “51.316,58 TL” rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 14,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440 ıncı maddesi gereğince 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.