YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5791
KARAR NO : 2021/7500
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davacı …’in gebelik takibinin davalı doktor tarafından yapıldığını, davalı hekimin hatalı teşhis ve tedavisi sonucu davacı …’in doğum sonrası rahminin alındığını beyanla, davalıların teşhis, tedavi ve müdahaledeki özensiz ve kusurlu davranışları nedeniyle tedavi, bakım vs. masraflar için şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 03.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, kişilik değerleri ağır şekilde saldırıya uğrayan davacıların uğradığı manevi zarara karşılık olmak üzere, davacı … için 200.000,00-TL, davacı … için 100.000,00-TL, davacı … için 50.000,00-TL ve davacı … için 50.000,00-TL olmak üzere toplam 400.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 03.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Davalılar, herhangi bir ihmal ve kusurları bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; davacıların istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacıların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinde; ”(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir. ” düzenlemesi yer almaktadır.
Yine, aynı Tarifenin 13. maddesinde ise; (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. ” denilmektedir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince, karar tarihinde yürürlükte olan tarifenin yukarıda açıklanan hükümleri gereğince reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 29.990,00-TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması HMK’nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 20/12/2018 tarihli ve 2018/1477 Esas, 2018/2291 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/04/2017 tarihli ve 2011/219 Esas, 2017/202 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının (3) nolu bendinin çıkartılarak yerine ” Maddi tazminat yönünden, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 13/2. maddesi gereği 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine; manevi tazminat yönünden, davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 10/3 ve 10/4 maddeleri gereği hesaplanan 1.980,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine” bendinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.