YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5710
KARAR NO : 2021/5535
KARAR TARİHİ : 26.05.2021
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkınd,a bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafın 08/09/2015 tarihli ihtarname ile cari hesap nedeniyle 54.212,17 TL borçlu oldukları hususunda mutabık olup olmadıklarını sorduğunu, 18/09/2015 tarihli cevabi yazı ile 31/08/20/15 tarihi itibariyle davalıya herhangi bir borcu olmadığını bildirdiğini, akabinde davalı tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz ettiğini ancak itirazının süresinde olmadığından bahisle reddedildiğini, davalıya borçlarının ihtarname tarihinden önce ödendiğini ileri sürerek; davalıya borçlu olmadıklarının tespitini, takibin iptalini ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; tıbbi cihaz ve tek kullanımlık steril ürün üretip veya ithal edip satışını yaptığını, taraflar arasında uzun süredir devam eden ticari ilişki bulunduğunu, aralarındaki cari hesaba göre davacının kendilerine borçlu olduğunu, ihtar çektiğini, bilahare takip yaptığını, yetkili icra dairesine süresinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, borcun ödendiğine dair belge sunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; taraflar arasında herhangi bir cari hesap mutabakatının bulunmadığı, 2013 ve 2014 2013 yılında davalı şirketten alınan malzemelere ait fatura bedellerinin tamamının ödeme emri belgelerine bağlanarak aynı yıl içinde ödendiği, davacının herhangi bir borcunun olmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının icra dosyasında borcun olmadığının tespitine, yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; taraflar arasında cari hesaba dair mutabakat bulunmadığı, ihtarnamenin içeriğinde yer alan cari hesap tablosu ve davalının muavin defter kayıtlarının, borçlunun imzasını taşımayıp, alacaklı tarafından tek taraflı olarak düzenlendiğinden, tek başına alacağın varlığını ispat etmek için yeterli olmadığı, davacının sunduğu belgelere ve alınan rapora göre davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar; taraflarca temyiz edilmiştir.
1)Bölge adliye mahkemesince verilecek kararlar ile tebliği, HMK’nın 359 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrasında kararın içereceği hususlar, ikinci fıkrasında ise hüküm sonucunun neleri içereceği belirtilmiştir
Somut olayda; ilk derece mahkemesince verilen karara karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulduğu, ancak bölge adliye mahkemesi tarafından davacı tarafın istinaf başvurusu hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre; davacı tarafın istinaf başvurusu hakkında bir incelemeyi içermeyen bölge adliye mahkemesi kararı, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre; davacı tarafın diğer, davalı tarafın ise tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371. maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer, davalı tarafın ise tüm temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.