YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5666
KARAR NO : 2021/5188
KARAR TARİHİ : 20.05.2021
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ANKARA 12. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan … Motor A.Ş. tarafından ithal edilen ve diğer davalı tarafından dava dışı üçüncü kişiye satılan 2012 … … marka aracı 06.06.2016 tarihinde satın aldığını, aracın beş yıl süre ile garantisi bulunduğunu, aracı aldığından bu yana beş defa servise gittiğini, araçta birden çok sorun bulunduğunu, aracın seyir halinde iken 1500-2000 devir arasında aşırı şekilde titreme yaptığını, sarsıldığını ve yoğun şekilde duman çıkardığını, beş defa servise gitmesine rağmen arızaların devam ettiğini, seçimlik hakları kullanmak üzere davalılara noter kanalıyla ihtarda bulunmasına rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, mümkün olmadığı takdirde ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; malikleri tarafından araçtan yaklaşık 5 yıl faydalanılması, gizli ayıbın tamiri mümkün aktarma organlarından kaynaklı olması, araçtaki değer kaybının araç bedeline oranı dikkate alındığında; aracın ayıpsız misli ile değişimi ya da bedel iadesinin iyi niyet kurallarına aykırı ve satıcı aleyhine orantısızlığa sebep olacağı gerekçesiyle, davanın bedel indirimi talebi yönünden kabulü ile 3.295 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; dava konusu otomobilin ayıplı mal ve ayıbın da gizli ayıp niteliğinde olduğu, ancak bu ayıbın otomobilin kullanımını etkiler nitelikte olmadığı, basit bir onarımla giderilebileceği ve aracın esaslı unsurlarında ayıp bulunmadığı, ancak fatura değeri 55.318,15 TL olan araçta mevcut ayıbın ikinci el satışlarda alıcılar nezdinde şüphe ve tereddütlere yol açacağı ve emsallerine göre otomobilde 3.295 TL değer kaybı oluşacağı, söz konusu değerler dikkate alındığında da tespit edilen ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile değişimine yada araç bedelinin iadesine hükmedilmesinin TMK’nın 2. maddesindeki iyi niyet kuralları karşısında taraflar arasındaki menfaatler dengesini ihlal edeceği ve hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Davalıların temyiz isteminin incelenmesinde ;
6763 sayılı yasa ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen ek 1. madde uyarınca, aynı Kanunun 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2018 tarihinden itibaren 47.530 TL’ye çıkartılmıştır.
İstinaf incelemesi sonucunda verilen hüküm, karar tarihi itibariyle davalılar yönünden kesin niteliktedir. HMK’nın 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca, kesin olan kararlar hakkında Yargıtay tarafından temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz istemlerinin reddi gerekir.
2)Davacının temyiz isteminin incelenmesinde;
Davacı eldeki davada, garanti süresi içerisindeki aracın imalattan kaynaklı ayıp nedeniyle ayıpsız misli ile değişimini, bunun mümkün olmaması halinde bedel iadesini talep etmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu aracın davacı tarafından 06.06.2016 tarihinde ikinci el olarak satın alındığı, satın alındıktan sonra beş defa titreme şikayeti ile servise götürüldüğü, servisçe yapılan işlemlere rağmen arızanın halen giderilemediği ve devam etmekte olduğu, aracın 37.913 km de bilirkişi eşliğinde yapılan test sürüşünde 1500-2000 d/d aralığında 60-100 km /h hız aralığında titreme yaptığının tespit edildiği, test sürücü sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda; araçtaki titremenin üretimden kaynaklı olup aracın aktarma organları dolayısıyla meydana geldiği, kullanım hatasından kaynaklanmadığının tespit edildiği ancak bu ayıbın esasa müessir olmadığı, değer kaybına hükmedilmesinin maddi, ekonomik ve hukuki eşitlik sağlayacağı belirtilmiş, derece mahkemelerince de işbu rapor hükme esas alınmıştır.
Somut olayda; dava konusu araçta, imalattan kaynaklı gizli ayıbın var olduğu, esasen derece mahkemelerinin de kabulündedir. Ne var ki, araçtaki bu ayıbın yetkili servis tarafından yapılan tüm tamir işlemlerine rağmen giderilemediği, bu nedenle duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle araçtan beklediği yararı sağlayamayan davacının seçimlik hakkını kullanmış olduğu da dikkate alındığında, aracın misli ile değişim koşulları oluşmuştur.
Buna göre, ilk derece mahkemesince; davacının, aracın misli ile değişim talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, işbu karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.