Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5660 E. 2021/4625 K. 26.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5660
KARAR NO : 2021/4625
KARAR TARİHİ : 26.04.2021

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ADANA 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen hüküm hakkında, bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı tüketici ile aralarında imzalanan Tüketici Kredisi Sözleşmesi kapsamında davalıya 23/11/2016 tarihinde 50.000 TL kredi kullandırıldığını, davalının ödemelerini aksatması üzerine ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen borç ödenmeyince davalı aleyhine İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün 2017/13634 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının yetki itirazı üzerine ilgili icra dosyasının Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2017/12256 Esasına kaydedilerek takibe devam edildiğini, davalının borçlu olmadığı ve takibin mükerrer olduğundan bahisle ilgili takip dosyasına itiraz ederek takibi durdurduğunu, söz konusu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek; vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı banka tarafından kendisi hakkında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, henüz bu takip sonlanmadan ilamsız takip başlatıldığını, yapılan işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, rehinle temin edilmiş alacak nedeniyle İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün 2017/13634 sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılıp takibe devam edildiğinden aynı alacak nedeniyle Adana 8 . İcra Müdürlüğünün 2017/ 12256 esas sayılı takip dosyası ile açılan ilamsız takiplerde ödeme emri ile takip yapılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusu’nun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, tüketici kredi sözleşmesine dayalı icra takibinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacı banka tarafından davalıya 23/11/2016 tarihli tüketici kredisi (taşıt kredisi) sözleşmesi kapsamında 48 ay vadeli, 05/01/2017 tarihinden başlamak üzere aylık 1.517,05 TL ve toplamda 72.818,31 TL geri ödemeli 50.000 TL tutarında taşıt kredisi kullandırıldığı, 05/01/2017 ve 05/02/2017 tarihli taksitlerin ödenmemesi üzerine 09/02/2017 tarihli muacceliyet ihbarı ile geciken 2 taksit toplamı olan 3.034,10 TL’nin ödenmesi yönünde davalıya ihtarname çıkarıldığı, bu ihtarın 13/02/2017 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, 06/05/2017 tarihli ihtarname ile 52.845,43 TL borcun 24 saat içinde ödenmesi, aksi takdirde icra takibi başlatılacağı yönünde ihtarname çıkarıldığı, bu ihtarnamenin ise 10/05/2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, dosya kapsamında yer alan hesap ekstresine göre ise, davalı borçlunun 10/02/2017 tarihinde 1.526,06 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında yer alan takip dosyaları incelendiğinde; davacı banka tarafından davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün 2017/13634 Esaslı takip dosyası ile 22/05/2017 tarihinde 49.964,46 TL asıl alacak ve fer’ileri ile toplam 53.328,05 TL üzerinden “tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile” rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı; yine aynı alacağa ilişkin olarak eldeki davaya dayanak genel haciz yolu ile icra takibinin ise, davacı alacaklı banka tarafından davalı borçluya karşı 29/06/2017 tarihinde ‘’tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile” 49.964,46 TL asıl alacak ve fer’ileri ile toplam 54.491,14 TL üzerinden başlatıldığı, davalı borçlunun borç ve fer’ilere itirazı neticesinde ise, icra takibinin durdurulduğu görülmektedir.
Her ne kadar ilk derece mahkemesince, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda rehinle temin edilmiş alacak nedeniyle İstanbul Anadolu 14. İcra Müdürlüğünün 2017/13634 sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılıp takibe devam edildiğinden aynı alacak nedeniyle Adana 8 . İcra Müdürlüğünün 2017/ 12256 esas sayılı takip dosyası ile açılan ilamsız takiplerde ödeme emri ile takip yapılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, her iki takipte de “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” ibaresi yer aldığından, İİK’nın 45/1 maddesinin eldeki dava bakımından uygulama alanı bulamayacağı kuşkusuzdur. Zira, davacı bankanın, bu kayıt ile yaptığı takiplerde alacağı hangi takip dosyasında infaz edilirse o oranda diğer takip dosyası konusuz kalacağından mahkemece işin esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 26/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.