Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5642 E. 2021/6912 K. 21.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5642
KARAR NO : 2021/6912
KARAR TARİHİ : 21.06.2021

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi neticesinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; dava dışı … ‘nin taşınmazında inşaat yapımı hususunda kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile anlaşmaları üzerine payına düşen 24 nolu bağımsız bölümün 117.000,00 TL bedelle davalıya satışı konusunda anlaştıklarını, satış bedelinin 7.000,00 TL’sinin peşin, kalanının ise satıştan sonra ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının talebiyle satış bedelinin 7.000,00TL olarak gösterildiğini, 27/06/2012 tarihinde tapuda devir işlemi yapıldıktan sonra kalan bedeli talep ettiğinde davalının 1 ay içinde ödeyeceğini beyan ettiğini, davalının iyiniyetine güvendiğinden belge almadığını, ancak aradan geçen zamanda davalının ödeme yapmadığını, tacir olduğundan satış nedeniyle fatura tanzim ederek ticari defterine işlediğini ve faturayı davalıya gönderdiğini, davalının noterden gönderdiği ihbarname ile fatura içeriğini kabul etmediğini ve satış bedelinin tamamının ödendiğini bildirdiğini, bu şekilde davalının da satış bedelinin 117.000,00 TL olduğunu kabul ettiğini, karşı ihtarnameyle davalıdan satış bedelini talep ettiğini, ancak davalının cevap vermediğini ve taşınmazı 3. kişiye sattığını öğrendiğini ileri sürerek 110.000,00 TL satış bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; tapu kayıtlarından anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazı üçüncü kişilerden satın aldığını ve satış bedelini nakten ödediğini, davacı ile arasında hukuki bağlantı olmadığını bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, dava konusu taşınmazın satışı için emlakçı aracılığı ile satıcı üçüncü kişiler ile anlaşmaya vardığını ve satıcılarla tapu dairesinde buluşarak satışı gerçekleştirdiğini, satışın memur
huzurunda resmi senetle yapıldığını, daha sonra sözleşmeye uyulmadığını iddia eden tarafın iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davacıya gönderdiği ihbarname ile fatura içeriğine de açıkça itiraz ettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacının, davalı ile arasında alacağın temliki sözleşmesi ile bağımsız bölümün satış bedelini, yapılan ödemeleri ve davalının borcunu gösterir belgesi olmadığını beyan ederek davalıya yemin teklif ettiği, davalının da usulüne uygun yemin teklifini kabul ederek davacının talep ettiği bedeli davacıya ödediğine dair yemin ettiği, yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen tarafın yapacağı, somut olayda satış bedelini ve ödenmediğini ispat edemeyen davacının yemin deliline dayandığı, davalının da ödediğine ilişkin gelip yemin ettiği ve davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacı-satıcının satış bedelinin 117.000,00 TL olduğunu, davalı-alıcının ise, tüm satış bedelini ödediğini kesin delillerle ispatla yükümlü olduğu, yerel mahkemece yargılama sırasında ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğu gerekçesiyle 05/04/2016 tarihli celsede davacı tarafa yemin teklif hakkı hatırlatıldığı, teklifin kabulü ile 14/11/2017 tarihli celsede davalı tarafça yemin eda edildiği, yeminin edası sırasında davalı tarafça; “Ben yemin metninde yazılı olduğu şekilde 110,000,00 TL değil 117,000,00 TL olarak bedeli tapu memurlarının huzurunda …’a ödedim…” şeklinde beyanda bulunulduğu ve sonuç olarak yeminin edası sırasında davalı tarafın imzalı beyanı ile satış bedelinin 117.00,00 TL olduğunun ikrar edildiği, satış bedelinin 117.00,00 TL olduğunun kabulü karşısında ise davalı-alıcının bu bedeli ödediğini ispatlaması gerektiği, ancak ödemeye ilişkin kesin delil niteliğinde senet sunmadığı gibi yemin deliline de dayanmadığı, bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken değişik gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulüne; … 1. Tüketici Mahkemesi’nin 30/01/2018 tarih ve 2015/741 esas-2018/17 karar sayılı ilamının kaldırılmasına, davacının davasının kabulüne, dava konusu bakiye 110.000,00.-TL satış bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (…md.190).
Somut olayda davacı, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle kendisine düşen …/… İlçesi 45466/23 ada-parsel 24 nolu bağımsız bölümü 7.000,00 TL’si peşin olmak üzere 117.000,00 TL karşılığında davalıya sattığı ve tapuda devrettiği halde, bakiye satış bedeli olan 110.000,00 TL’yi alamadığını ileri sürerek davalıdan tahsilini istemiştir. Davacının, söz konusu satış nedeniyle 110.000,00 TL olarak düzenlediği 27/06/2012 tarihli faturayı davalıya gönderdiği, davalının ise … 25. Noterliği vasıtasıyla davacıya hitaben gönderdiği 22/11/2012 tarih ve 27783 yevmiye nolu ihbarnamede; davaya konu “… satış tutarını nakten ve defaten tahsil etiğiniz malumunuzdur.” ve “… Alacağınız tarafınıza ödendiğinden … bu açık fatura içeriğini kabul
etmemiz mümkün değildir.” denilmek suretiyle cevap verildiği anlaşılmaktadır. Davalı, söz konusu cevabi ihbarnamesi ile davacı ile aralarındaki akdi ilişkiyi ve satış bedelini kabul etmiş ancak bedelin ödendiğini ileri sürmüştür. Bedeli ödediğini ileri süren davalı-alıcı tüm satış bedelini ödediğini kesin delillerle ispatla yükümlüdür.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse diğer tarafa yemin teklif edebilir. Yani yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen taraf yapar.
Temyiz incelemesine konu olayda, yemin teklifini ispat yükü kendisine düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen davalı taraf yapması gerekirken, mahkemece ispat yükü kendisine düşmeyen davacı tarafa yemin teklifi yaptırılması doğru değildir. İspat yükü kendisine düşmeyen taraf diğer tarafa yemin teklif ederse, diğer taraf yemin etmiş bile olsa, bu yemin geçersizdir. Hal böyle olunca belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değil ise de sonucu itibariyle karar doğru olduğundan hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek hükmün değiştirilen gerekçe ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/06/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.