Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5505 E. 2021/5967 K. 03.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5505
KARAR NO : 2021/5967
KARAR TARİHİ : 03.06.2021

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : AKSARAY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı …’in Aksaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde araştırma görevlisi iken 2008 yılında lisans üstü eğitim için Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne gönderildiğini, 10/01/2008 tarihli, taahhüt ve kefalet senedinin davalı … tarafından imzalandığını, diğer davalıların da taahhüt senedini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, davalı …’in doktora yeterlilik sınavında iki kere başarısız olması nedeni ile Hacettepe Üniversitesi ile ilişiğinin kesildiğini, akabinde Aksaray Üniversitesi ile de ilişiğinin kesildiğini, işlemin iptali için Ankara 9. İdare Mahkemesi’nde açılan davanın reddedildiğini, bu nedenle imzalanan taahhüt senedi nedeniyle 159.562,21 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; imzalanan taahhüt senedinin angarya yasağına aykırı olduğunu, zira davalı …’in Hacettepe Üniveristesinde çalıştığını, danışmanlık yaptığını, aldığı ücretleri hakkettiğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince; davalılardan ….’ın Hacettepe Üniversitesinde yalnızca doktora eğitimi yapmayıp aynı zamanda hizmetine de devam ettiği, araştırma görevlisi olması sebebi ile öğrencilere eğitim verdiği, aldığı maaşları çalışmasının karşılığı olarak aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; hata, hile veya tehdit altında taahhüt senedinin imzalatıldığının davalılarca ileri sürülmediği, davacı üniversiteye böyle bir yüklenme senedi vermesini yasaklayan bir yasal düzenleme olmadığı, davalının Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne kendi iradesi dışında gönderilmediği, davaya konu taahhütnamenin davalıları bağlayacağı gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabul edilerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne, 159.562,21 TL’nin dava tarihi olan 27/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; 2547 Sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca imzalanan yüklenme senedinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Davalı … tarafından imzalanan noterde tanzim edilen yüklenme senedinde “….Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ilgili kanun, tüzük ve yönetmelikler içinde öğrenim planına göre yapacağım öğrenimimi yasal sürede tamamladıktan sonra en geç 1 ay içinde Aksaray Üniversitesi’ne dönmeyi ve doktora öğrenim sürem kadar Aksaray Üniversitesi’nin göstereceği birimde mecburi hizmet yapmak üzere görev almayı… taahhüt ederim. Aksaray Üniversitesi’nden izinli sayılarak Hacettepe Üniversitesi’nde yapacağım doktora öğrenimim süresince, Aksaray Üniversitesi tarafından benim için yapılmış olan bütün maaş ve ücret ödemelerinin her biri için ödeme tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek kanuni faiz vesair vergi ve kanuni ödemeleriyle birlikte iki katı olarak Üniversitenin hazine emrine nakten ve defaten ödeyeceğimi…kabul ederim.” denilmektedir.
Türk hukukunda mecburi hizmet yükümlülüklerinin bir kısmı Anayasa’da bir kısmı ise kanunlarda düzenlenmiştir. Eğitilme ve yetiştirilme karşılığı olarak öngörülen mecburi hizmet yükümlülüğü 2547 sayılı Yasanın 33., 35. ve 39. maddelerinde düzenlenmiştir. 2547 sayılı Yasanın 35. maddesinde araştırma görevlilerinin yurtiçinde bir diğer üniversitede görevlendirilmeleri, öğretim elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında görevlendirilmeleri ise 39. maddede düzenlenmiştir.
2547 sayılı Yasanın 35. maddesinde “Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu mecburi hizmet, eş durumu ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere başka yükseköğretim kurumlarında ve kamu kurum ve kuruluşlarında yerine getirilemez.Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Yine bu kanun maddesine dayanılarak çıkarılan Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkında Yönetmeliğin 4/4 maddesinde ”Görevlendirme veya atama işlemlerinden önce adaylardan, kendilerine kadrosu tahsis edilen üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünde 2547 sayılı Kanunun 35. maddesi şartları içinde lisansüstü eğitim -öğretim süresi(tatiller dahil) kadar mecburi hizmeti yerine getirmek zorunda bulunduklarına dair bir taahhüt ve kefalet senedi alınır. Bu senette ilgili araştırma görevlisinin lisansüstü eğitim -öğretimlerini tamamlamasından sonra ne kadar süre sonra kadroyu tahsis eden üniversiteye veya yüksek teknoloji enstitüsüne döneceğinin belirten bir hüküm de yer alır.” hükmü düzenlenmiştir.
Kanunun 35. maddesinde mecburi hizmet yükümlülüğünün ihlali halinde öngörülen tek yaptırım araştırma görevlisine başka bir yüksek öğretim kurumunda görev verilmemesidir.
Kanunda yer almamasına rağmen yönetmelikle araştırma görevlilerinden yüklenme senetleri alınacağı düzenlenmiştir. Kişi kendi iradesi ile kamuda çalışma özgürlüğünü kullanmış olup öngörülen tek yaptırımın araştırma görevlisine başka bir yükseköğretim kurumunda görev verilmemesi olduğu dikkate alındığında kanunda yaptırım konusunda bir eksikliğin olduğu ortadır. Anayasa’nın 18. maddesinde zorla çalıştırma yasağı ile birlikte düzenlenen angarya yasağı açısından yüklenme senetlerindeki maaşın geri verileceği yönündeki düzenleme değerlendirildiğinde; angarya yasağı, Anayasa Mahkemesi kararlarında; kişinin emeğinin karşılığını almadan zorla çalıştırılması, bir maldan ya da kişinin çalışmasından karşılıksız yararlanma şeklinde tanımlanmıştır. (bkz. AYM, E:2011/150, K:2013/30, KT:14/02/2013) Araştırma görevlileri, taahhüdün ihlali halinde maaşların geri verilmesiyle ücret ödenmeksizin çalışmış olma durumunda olacaklarından taahhüt senedindeki maaşların geri ödeneceği yönündeki düzenlemenin bu yönüyle angarya yasağının ihlali olduğu kabul edilmelidir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ve özellikle davaya konusu istemin davalıya ödenen yurtiçi aylığı olduğunun anlaşılmasına göre davanın reddi gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, bölge adliye mahkemesince davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371. maddesi uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.