Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5244 E. 2021/5775 K. 01.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5244
KARAR NO : 2021/5775
KARAR TARİHİ : 01.06.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, doğuştan sağ ayağın dış yan kısmında deformite bulunduğunu, genç kız olması ve yaşamında dış görünüşünü etkileyen ve üzerinde psikolojik baskı oluşturan bu durumu nedeniyle davalı şirketin işlettiği özel hastaneye başvurduğunu, diğer davalı doktorun ise bunun çok basit bir operasyon olduğunu, ayağındaki deformitenin düzeleceğini ve iki ay içinde hiçbir şeyi kalmayacağını belirttiğini, 29.08.2006 tarihinde ameliyat edildiğini, 1,5 ay rapor verildiğini, bu dönemi evde ayağının üstüne basmadan annesi ve ablasının yardımı ile ihtiyaçlarını karşılayarak geçirdiğini, üç ay sonra koltuk değnekleri ile evlerine 400 metre uzakta olan okuluna servis ile gidip gelmeye başladığını ancak doktorunun 2 ay sonra hiçbir şey kalmaz demesine rağmen ayağındaki ağrıların geçmediğini, ayaktaki deformitenin daha da arttığını, şikayetlerinin artarak devam etmesi üzerine başka bir doktor ile görüşüldüğünü ve yeni bir operasyon önerildiğini, davacının bir yıl aradan sonra tekrar aynı operasyonu geçirmek zorunda kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın zarar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, kendilerine atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalı doktor tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacının tedavisini üstlenen davalı hastane ve çalıştırdığı elemanın tedavi sırasındaki kusurları nedeniyle oluşan zararın giderilmesine ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır. (BK. 386-390) Vekil vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK.321/1 md.). Eldeki davada, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ; 1.000,00.-TL maddi, 5.000,00.-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.000,00.-TL tazminatın olay tarihi 28.05.2005 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, davalının manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 1.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 23.05.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini, yine fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 14.664,47 TL ‘ye yükseltmiştir. Davacının ıslah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiş ise de, davacının ıslah dilekçesi hakkında mahkemece herhangi bir başka işlem yapılmamıştır. O halde mahkemece, davacının ıslah dilekçesi değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacı ve temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz eden davalının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.