YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5208
KARAR NO : 2021/6030
KARAR TARİHİ : 04.06.2021
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki mesafeli satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesine ilişkin davanın mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, bozmaya uyularak davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı … Promosyon Pazarlama ve Turizm Ltd. Şti.’den Nauticus Watch adlı ürünü 4.671,62-TL’ye satın aldığını, ürün bedelini ödediğini ve ayrıca 60,00-TL ürün hazırlama bedeli tahsil edildiğini, satış işleminin saatlerce süren psikolojik baskı ve sair etkenler sonucunda gerçekleştiğini, düşünme fırsatı bile verilmeyerek ikna edildiğini, ileri sürerek sözleşmenin iptaline ve 4.731,62-TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında yapılan satış sisteminin “piramit satış sistemi” olduğu 6502 sayılı Kanunun m. 80/f.2 uyarınca piramit satış sisteminin yasal olmadığı yasal olmayan bir satış sisteminde, sözleşmelerde öngörülen hukuki korumadan bu sistemi işletenlerin yararlanmasının söz konusu olamayacağı ve davacının süresinde sözleşmeden cayma hakkını kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 19.03.2018 tarih ve 2016/18382 Esas ve 2018/3212 Karar sayılı ilamı ile “…öncelikle 6502 sayılı Kanunun 80. maddesi uyarınca piramit satışın unsurları, şartları ve sistemin özellikleri dikkate alınarak taraflar arasında yapılan satışının piramit satış olup olmadığının tespitinin yapılması gerekmekte olup, bu amaçla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı”nın davalı şirket hakkındaki son denetim raporu da getirtilerek konusunda uzman bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı eldeki davası ile, internet üzerinden yaptığı … isimli ürünün satın alınmasına ilişkin sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi ve ürün hazırlama bedeli adı altında kendisinden tahsil edilen üyelik bedelinin iadesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, “dava konusu mal (saati) davacıya 06/04/2015 tarihinde teslim edildiği, böylece bu tarihten itibaren 14 gün içinde davacının cayma hakkını kullanabileceği ancak davacının bu tarihten önce cayma hakkını karşı tarafa dava dışı olarak bildirmediği gibi, cayma hakkını içerir beyanını eldeki dava yoluyla 13/08/2015 tarihinde açmak yoluyla kullandığı, böylece gerek 6502 sayılı Yasanan 48/4, gerekse Yönetmeliğin 9/2. Maddesi gereğince süresinde bildirim yapılmadığı” gerekçesiyle davacının tüm talepleri bakımından davanın reddine karar verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde; davalının 04.09.2015 tarihli cevap dilekçesinin 3. sayfasının f. bendinde “Müvekkile üyelik bedeli ödeyerek üye olan bir kişi üyeliğini sonlandırmak isterse DİLEDİĞİ ZAMAN müvekkile başvurabilir. Bir üyenin üyelik iptal başvurusu müvekkil tarafından derhal kabul edilerek kişiye üyelik bedeli iade edilir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. Davalının cevap dilekçesindeki beyanı dikkate alındığında davacının üyeliğini sona erdirme konusunda herhangi bir süreyle bağlı olmadığı, üyeliğini dilediği zaman sona erdirebileceği, bu durumda ödediği üyelik bedelinin de davacıya iade edileceği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davalının cevap dilekçesindeki beyanı değerlendirilerek üyelik bedeli olarak tahsil edilen ürün hazırlama bedeli yönünden davacının cayma süresi ile bağlı olmadığı, dilediği zaman üyeliğini iptal ederek ödediği bedelin iadesini isteyebileceği gerekçesiyle 60,00-TL ürün hazırlama bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacının bu talebi bakımından davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.