Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5147 E. 2021/4747 K. 28.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5147
KARAR NO : 2021/4747
KARAR TARİHİ : 28.04.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalının kullandığı kredi borcunu ödemediğini, davalının bankadan kullanmış olduğu önceki araç kredisi nedeniyle verdiği rehin senedinde kullanacağı krediler için doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olduğunu kabul ettiğini bu nedenle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiş, davaya daha sonra alacağı temlik alan davacı devam etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın usulden reddine dair verilen karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 06.02.2018 tarih ve 2015/22032 Esas ve 2017/10430 Karar sayılı ilamıyla “…davacıya, HUMK.nun 163.maddesine (Yeni HMK 94.md.) uygun olacak ve tereddüte yer vermeyecek şekilde kesin süre verilmesi, bu süreye uyulmadığı takdirde davacının iddiasının ispatlanamamış sayılacağı açıkça ihtar edilmesi, mahkemece bu yön gözardı edilerek HUMK.nun 163.maddesine (Yeni HMK 94.md.) uygun şekilde ihtaratta bulunulmadan, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi…” gerekçesiyle bozulmuş ve bu kez Mahkemece; davanın kabulüne, davalı tarafın Nazilli 2. İcra dairesi 2012/811 Esas sayılı dosyasında vaki itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacı banka tarafından davalının KMH hesabının kullanılmasından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı dava açarken harca esas değeri takip başlattığı miktar olan 8.222,46-TL asıl alacak, 2.913,70-TL faiz, 87,60-TL ihtarname masrafı ve 145,69-TL BSMV toplamı 11.365,45-TL olarak göstermiş ve mahkemece bu kısım üzerinden kabul kararı verilmiştir. Oysa ki, davalı icra takibine yaptığı itirazda ve yine davadaki cevap dilekçesinde hakkında yapılan takibin 2.000,00-TL kısmını kabul ettiğini ve bakiyesine itiraz ettiğini beyan etmiştir. O halde mahkemece, itirazın iptali davasında davacının kabul ettiği kısım dışındaki alacak için değerlendirme yapılması gerekirken davalı borçlunun icra dosyasına yaptığı ve dava dosyasında da yinelediği kabul beyanı gözetilmeksizin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Dosyanın incelenmesinde; 16.02.2012 tarihinde davalının 7.867,77-TL eksi bakiye borcu olduğu, söz konusu eksi bakiye üzerinden 20.02.2012 tarihli hesap kat ihtarnamesi çekilerek asıl alacak, faiz, bsmv ve diğer kalem toplamı 8.222,46-TL’nin 1 gün içinde ödenmesi konusunda ihtarda bulunduğu anlaşılmakta olup, davacı tarafından yapılan 02.03.2012 tarihli takipte 8.222,46-TL asıl alacak 2.913,70-TL faiz 87,60-TL ihtarname masrafı ve 145,69-TL BSMV toplamı 11.365,45-TL üzerinden talepte bulunulmuştur. Davacının 20.02.2012 tarihinde hesap kat ihtarnamesi esnasında asıl alacak üzerinden faiz işlettiği, daha sonra faiz işlettiği toplam bedel üzerinden yeniden bir faiz işleterek icra takibinde talepte bulunduğu anlaşılmıştır. Oysa ki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 121/3. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu 104/son), temerrüt faizine ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceği açıkça düzenlenmiş olup ilgili hüküm emredici niteliktedir.
Somut olayda, davacının icra takibinde talepte bulunurken faize faiz işletecek şekilde talepte bulunduğu anlaşıldığından mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek “faize faiz işletilmesi yasağı” şeklinde ifade edilen emredici nitelikteki düzenlemeye aykırı olarak bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.