Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5075 E. 2021/4090 K. 13.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5075
KARAR NO : 2021/4090
KARAR TARİHİ : 13.04.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit-alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda, davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalıların vekili olarak takip ettiği … 3.İcra Müdürlüğüne ait 2007/4354E. ve 2007/4355 E. sayılı takip dosyalarından tahsil ettiği toplam 14.211 TL’yi davalılardan …’na elden teslim ettiğini, bilahare davalıların tahsil edilen paranın kendilerine ödenmediği iddiası ile hakkında şikayette bulunduklarından … 1.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, davalı … tarafından hem kendisinin hem de diğer davalı kızı Yasemin adına parayı aldığına dair dava dışı eski eşi …. ile yaptıkları 09.01.2008 tarihli ibra belgesinin bulunduğunu, her bir davalı adına ayrı ayrı takip ettiği ve tahsilat yaptığı takip dosyalarından borçlu olmadığının tespiti ile davalı …’e ait tahsil ettiği 12.751 TL diğer davalı …’ye ödendiğinden davalının bunu inkarı halinde davalı …’den 12.751 TL alacaklı olduğuna ayrıca ödenmeyen karşı yan vekalet ücreti olarak davalı …’den 311,75 TL, davalı …’den 2.775,50 TL karşı yan vekalet ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini istemiş,13.09.2018 tarihli ıslah dilekçesi de … 1.Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Yasemin’den 4.775,52 TL, Selvi’den 5.046,40 TL olacak şekilde toplam 9.821,92 TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiş, birleşen davaları ile de nafaka alacağının borçlusu Celal Bozkurt aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibi neticesinde davalının 30.10.2007 tarihinde 1431 ve 1432 reddiyat makbuzları ile 12.751,40 TL ve 1.460,60 TL tahsilat yaptığını, tahsil edilen paraların kendilerine ödenmediğini, davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, … 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/286 E 2011/236 K sayılı kararı ile davalının güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verildiğini, dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davalının davacı …’ye 1.210,60 TL, diğer davacı …’e ise 9.801,12 TL borçlu olduğunun tespit edildiğini belirterek toplam 11.012,00 TL’nin 30.10.2007 tarihinden itibaren işleyecek faizlerle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle Yargıtay (kapatılan) 13.2.2013 tarihli 2013/2970E-2013/3238K. sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma sonrasında asıl davanın kısmen kabulü ile davacı …’ın menfi tespit istemli davasının reddine, alacak istemli davasının kısmen kabulü ile, davalı … aleyhine açılan davanın reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, 3.586,40 TL’nin dava tarihi olan 12/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …..’dan alınarak davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacı …. tarafından açılan alacak davasının reddine, davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile 7.975,48 TL’nin 30/07/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Davacı, asıl dava ile davalılar adına başlattığı takip dosyalarından tahsil ettiği parayı davalı …’ye elden ödemesine rağmen Selvi tarafından ödemenin inkar edildiğinden takip dosyalarında tahsil edilen para nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyaları nedeniyle ödenmeyen vekalet ücretinin tahsilini istemiş, davalılar kendilerine yapılan bir ödeme olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiş, birleşen davaları ile de dosyada alınan bilirkişi raporu ile hesap edilen miktar yönünden alacak talebinde bulunmuşlardır. Dosyada hukukçu aktüerya bilirkişisinden alınan 29/06/2015 havale tarihli raporda davacının elden yaptığı ödemeyi ispat edemediği için davalılardan Selvi’ye 1.210,60 TL borçlu olduğu, 250 TL borçlu olmadığı, diğer davalı …’a ise 9.801,12 TL borçlu olduğu, 2.950,28 TL (talebi ile bağlı bağlı kalınarak 2.775,50 TL) borçlu olmadığı şeklinde görüş bildirilmiştir. Mahkemece … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; söz konusu bilirkişi raporu ile davacı avukatın davalılar adına takip ettiği tüm dava ve takip işleri değerlendirilerek bir hesaplama yapıldığı, ayrıca ağır ceza mahkemesinde verilen mahkumiyete ilişkin hükmün de bozulduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle ceza dosyasının sonucu beklenilmeli, her iki dosyada alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporuna itirazları ile tüm dosya kapsamı gözetilerek, işin uzmanlarından oluşan üç kişilik bir heyetten rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve çelişkili raporlar ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.