Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/5021 E. 2021/7476 K. 28.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/5021
KARAR NO : 2021/7476
KARAR TARİHİ : 28.06.2021

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, …. …. ada 1 parsel üzerinde inşaa edilen …. blokta bulunan 17 nolu dairenin 66.000TL bedel karşılığında tarafına satılması konusunda müteahhit olan davalı … İnşaat Mobilya Dekorasyon Ticaret Limited Şirketi (…) ile anlaştığını, 20.000TL’sini peşin ödediğini kalanının taksitler halinde ödeneceğini kararlaştırdıklarını, bu doğrultuda 10 adet senet verdiğini, davalının inşaatı tamamlamadığını gibi senetlerden birini diğer davalıya ciro ettiğini, davalı …’ın yetkili hamil olarak senedi Ankara 19.İcra Dairesinin 2007/6026 sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine koyduğunu, tüketici senedinin nama yazılı olması gerektiğini ileri sürerek senetle ilgili icra takibi hakkında borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Ankara 19.İcra Müdürlüğünün 2007/6026 sayılı dosyasında dava konusu borçlusu … alacaklısı …. İnşaat Mobilya Dekarosyan Ltd Şti. Olan 14/02/2005 keşide tarihli ve 14.000,00-TL bedelli senet için başlatılan icra takibinde davacının borçlu olmadığının TESPİTİNE, Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, Senetler üzerinde konulan ihtiyatı tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, …” karar verilmiş, hüküm davacı ile davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz sebeplerinin reddi gerekir.
2-Dava menfi tespit istemli olarak açılmıştır. Yargılama sırasında eldeki davanın, davacının …. ile …Konut Yapı Kooperatifi’ne karşı açtığı Ankara 7.Tüketici Mahkemesinin 2007/463 sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, bu iki dava hakkında verilen kararın, Yargıtay (kapatılan) 13.Hukuk Dairesinin 2011/4788 E.-10361K. sayılı kararıyla, kooperatiflere karşı açılan davaların ticari dava olup asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasının ardından iş bu davanın, birleştirilen davadan (2007/463) tefrikine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 27/12/2016 tarihli celsede diğer dokuz senet hakkında da karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece, temyiz olunan kararın gerekçesinde, tefrik edilen dosyada yapılan ıslah, ilk ıslah olarak sayılarak davacının bu talebinin ikinci ıslah niteliğinde olduğu ve bir davada ikinci kez ıslah yapılamayacağı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği açıklanmıştır.
Bilindiği üzere davaların bileştirilmesi durumunda sadece yargılama süreci birleştirildiğinden asıl ve birleşen davalar bağımsız varlıklarını korumaya devam ederler. Bu nedenle her bir dava için ayrı ayrı ıslah yapılabilmesi mümkündür. Böyle bir durumda birden fazla ıslah söz konusu olmaz. Mahkemenin, davacının ıslahının bu gerekçeyle geçersiz olduğu kabulü hatalıdır. Bununla birlikte, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığından, (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K., 15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları) davacının dava dilekçesine konu etmediği diğer senetler hakkında davasını ıslah etmesi mümkün değildir.
Davacının ıslahı kabul edilmediğine ve Mahkemece davacının dava dilekçesindeki talebi haklı bulunduğuna göre davanın tam kabulüne karar verildiğinin açıklanması ve buna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verildiği açıklanarak yargılama giderlerinin taraflar arasında bölüştürülmesi ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK m. 438/7 hükmü gereğidir.
SONUÇ: 1.bentte açıklanan nedenlerle davacının sair davalının tüm temyiz sebeplerinin reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün, 3.bendinin karar metninden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan 395,00-TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davacıya verilmesine ” ifadesinin eklenmesi ve 5.bendinin karar metninden çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı …’ya iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.