Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4995 E. 2021/4089 K. 13.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4995
KARAR NO : 2021/4089
KARAR TARİHİ : 13.04.2021

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI

Davacı, davalıya ait villanın bekçiliğini, bahçe bakımını, temizliğini, bahçıvanlığını ve ev bakımı ile temizliğini, davalının misafirlerinin hizmetlerini yaptığını, aylık 350,00 TL maaş ile 01/06/2009 tarihinde işe başladığını, 23/04/2012 tarihinde maaş alamadığı için işten çıktığını, son 12 aylık maaşı olan 4.200,00 TL maaşının ödenmediğini, adli müzaheret taleplerinin kabulüne, faiz ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile hizmet akdinden doğan 12 aylık 4.200,00 TL maaş alacağının 23/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş duruşmalara da katılmamıştır.
Mahkemece Yargıtay 17.H.D.nin merci tayini üzerine davanın kabulü ile 4.200,00 TL alacağın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ödenmeyen 12 aylık ücret alacağına ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup davalı vekili temyiz dilekçesinde; davalının 1927 doğumlu ve alzeheimer hastası olduğunu, pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, mahkemece bu konuda herhangibir araştırma yapılmadığını ileri sürmüş ve buna ilişkin doktor raporunu da sunmuştur. Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardan olup taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilir.
Kısıtlanmayı gerektiren bir durumu bulunan kimse mahkeme kararı ile kısıtlanarak, kendisine bir vasi atanır. Vasi, vesayet altındaki kısıtlıyı hukuki işlemlerde temsil etmekle görevlidir. (MK.madde 403) Kısıtlının tek başına dava açması mümkün değildir. Davada yasal temsilcisi olan vasisi tarafından temsil edilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 114/d maddesi gereğince tarafların dava ve taraf ehliyetlerine sahip olmaları dava şartlarındandır. Bu hususlar kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece res’en gözetilmelidir.
Temyiz kudretinden yoksun olan kişilerin medeni hakları kullanma ehliyeti dolayısıyla dava ehliyetleri yoktur. Temyiz kudreti (dava ehliyeti) olmayan kişiler taraf bulundukları davalarda kanuni temsilcileri tarafından temsil edilir.
Mahkemece davacı …’e vasi tayin edilip edilmediği araştırılarak, vasi tayin edilmiş ise dava dilekçesi ona tebliğ edilmek ve vasinin vesayet makamından izin alması sağlanarak, vesayet dosyası bu dosya içine alınarak, vasi tayin edilmemiş ise vasi tayini gerekip gerekmediği konusunda Sulh Hukuk Hakimliğine yazı yazılarak davalının hukuki ehliyeti tam olarak saptandıktan sonra işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı…’in ehliyeti araştırılmadan davanın kabulü doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.