Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4949 E. 2021/1146 K. 10.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4949
KARAR NO : 2021/1146
KARAR TARİHİ : 10.02.2021

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde, 28.12.2009 tarihinde davalı hastanede davacı asile biyopsi yapıldığını ancak patolojiye incelenmek üzere gönderilmesi gereken biyopsi örneğinin davalı hastane çalışanlarının özen yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle kaybedildiğini ve bu nedenle hekimin herhangi bir tedavi verememesi nedeni ile bekleme sürecinde kesin tanıyı öğrenememe, tedaviye başlayamama ve bir kez daha cerrahi müdahaleye maruz kalma ihtimali nedeni ile davacı asilin ruh sağlığının bozulduğunu ileri sürerek 300.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dilemiştir.
Davalı hastane, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Dava İstanbul 4. Tüketici mahkemesinde açılmış, bu mahkemece verilen görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararı Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile 20.000.00 manevi tazminatın davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Şahsi menfaatleri ihlal edilen kimseye duyduğu ağır manevi acıyı belli bir oranda gidermek, bozulan ruhi dengeyi onarmak, olanak dahilinde bu dengenin yeniden elde edilmesini sağlamak amacına yönelik olarak manevi tazminata hükmedilir. Manevi tazminatın ve kapsamının taktiri hakime ait bir hak ve görevdir. Ancak hakim bu hak ve görevini yerine getirirken Medeni Kanun’un 4.maddesi hükmünü de gözetmek suretiyle hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalarak tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmek suretiyle makul bir tazminata hükmetmelidir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 47.( TBK 56) maddesi gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.
Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır. Dava konusu olayın gelişimi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve özellikle 13.01.2009 tarihinde davacıya yapılan ameliyat sonrası patoloji örneğinin kaybolması ve patolojik incelemenin yapılamamasının her ne kadar hastalığın seyri ve tedavisini değiştirmediği Adli Tıp tarafından rapor edilmiş ise de, bu şekilde doku örneğinin kaybolmasının davacı asilin kişilik haklarını zarara uğratması karşısında, mahkemece takdir edilip hükmedilen manevi tazminat oranı davacının geçirdiği tehlike ve sıkıntıya nazaran çok düşük kalmıştır.
O halde az yukarıda bahsedilen ilkeler çerçevesinde, somut olaya uygun bir miktar tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Davacı için 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, davalı için 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.