Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4933 E. 2020/8293 K. 24.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4933
KARAR NO : 2020/8293
KARAR TARİHİ : 24.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde … Top. San. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; asıl ve birleşen davada, davalı …’yı diğer davalı … Top. San. Ltd. Şti. aleyhine işçi alacağının tahsili amacıyla başlattığı Boyabat İcra Müdürlüğü’nün 2011/2552 Esas sayılı dosyasında vekil olarak temsil ettiğini, takibe itiraz edilmesi üzerine Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/697 Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açtığını, ardından iki davalının anlaşarak sulh olduklarını, müvekkili davalı …’nın kendisine haber vermeden 18.10.2012 tarihinde itirazın iptali davasından feragat ettiğini, davalı … ile aralarındaki 26.12.2011 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesine göre 500 TL maktu vekalet ücretinin yanı sıra uyuşmazlığın sulh ile sonuçlanması halinde 15.000 TL vekalet ücretini ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalıların akdi vekalet ücreti ile karşı yan vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl davada yasal faizi ile birlikte 5.000 TL’nin, birleşen davada yasal faizi ile birlikte 10.000 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, birleşen davada ıslah ile talebini 14.412,95 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, asıl davanın kabulüne, 5.000,00 TL vekalet ücreti alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihi olan 11.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; birleşen davanın kabulüne, 14.412,95 TL vekalet ücreti alacağının 10.000,00 TL’lik kısmının dava tarihi olan 01.09.2016 tarihinden itibaren, 4.412,95 TL’lik kısmının ıslah tarihi olan 19.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davalı … Top. San. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, uyulan bozma kararı gereğince mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı … Top. San. Ltd. Şti.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı, davalı …’yı vekili olarak diğer davalı şirkete karşı başlatılan icra dosyasında ve akabinde açılan itirazın iptali davasında vekil olarak temsil ettiğini, davalıların sulh olduktan sonra davalı …’nın itirazın iptali davasından feragat ettiğini ileri sürerek akdi ve yasal vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu tarafından 05.10.2018 tarihinde 2017/6 esas 2018/9 karar sayılı ilamla “İçtihadı birleştirmenin konusu, Avukatlık Kanununun 165. maddesinde yer alan ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin girip girmediği hususudur…. Avukatlık bir kamu hizmeti olmakla birlikte ücret karşılığında müvekkiline hukuksal yardım hizmeti sunan avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki ilişki bir özel hukuk ilişkisidir… Özel hukukta, bir borç ilişkisinden doğan alacak hakkı da nisbi hak niteliğindedir. Böyle olunca alacak hakkı ancak o borç ilişkisi nedeniyle borçlu olan kişi ya da kişilere karşı ileri sürülebilir, yargısal kararlarda ve doktrinde borç ilişkilerinin nisbiliği ilkesi denilen bu ilke uyarınca sözleşmeler kural olarak yalnızca sözleşmenin tarafları bakımından hüküm ve sonuç doğururlar…. Akdi vekalet ücretinin iş sahibi ile hasmın müteselsil sorumluluğu kapsamında bulunduğunun kabul edilmesi hukuk güvenliği ilkesini zedeleyecektir. Ayrıca vekalet ücreti avukatın yaptığı hukuki yardımın karşılığı olan bir meblağ veya değeri ifade ettiği halde avukattan hiçbir hukuki yardım almayan hasmın, karşı yanın yaptığı sözleşmeden doğan vekalet ücreti nedeniyle onun avukatı lehine müteselsilen sorumlu tutulması, avukatlık ücretinin mahiyet ve amacına da uygun değildir. Tarafların aralarındaki dava ve uyuşmazlığı sulh ile sonuçlandırmaları herşeyden önce dava açılmakla bozulan toplumsal barış ve huzurun yeniden tesis edilmesini sağladığı gibi tarafların bir an önce hak ve alacaklarına kavuşmasını da temin etmektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nın 140/2. maddesinde hakimin tarafları sulhe davet edeceği düzenlenerek sulh teşvik edilmiştir. Böyle olunca, usul hukuku bakımından bu kadar önemli bir müessesenin önüne sözleşmenin tarafı olmayan kişinin akdi vekalet ücretinden sorumlu tutulması şeklindeki bir engelin konulması da doğru olmayacaktır….Hal böyle olunca, Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde düzenlenen “ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk” hallerinden olan “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde” karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken “akdi vekalet ücretinin” dahil olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde karar verilmiş olup, somut olaya ilişkin anılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre, davalı Şirketin davacının hak ettiği akdi vekalet ücretinden sorumlu olmayacağının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, yukarıda anlatılan İçtihatı Birleştirme Kararına göre değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın ”hükmün kapsamı” başlığını taşıyan 297/b maddesinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C. Kimlik numarası varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir. Mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen dosya taraflarının ad, adres ve vekil bilgilerine yer verilmemesi de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı … Top. San. Ltd. Şti.’nin ikinci bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı … Top. San. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.