Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4891 E. 2020/8025 K. 21.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4891
KARAR NO : 2020/8025
KARAR TARİHİ : 21.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak ve menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar ve dahili davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, asıl davada, … Köyünde babası …’dan 112 dekar taşınmazın miras kaldığını, bu taşınmazdaki payının 3/20 oranında olduğunu, Dikili Noterliğinin 13/07/1994 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesiyle kendisine ait 3/20 pay ile davanın ihbarı istenen … ait 3/20 payın davalıların murislerine satışının vaad edildiğini ancak satış vaadi için verdiği senetlerden 200,00 TL bedelli iki senedi ödemediğini, bu nedenle 400,00 TL’lik iki senetten dolayı yasal faizle birlikte karşılanmayan 2.000,00 TL zararın tahsiline, ayrıca gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ilişkin davalı konumunda olduğu Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin (2004/178Esas bozularak) 2011/426 Esas-2012/61 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan ve dosyanın davacısı tarafından İzmir 15. İcra Müdürlüğü ‘nün 2008/8331 Esas sayılı dava dosyasında takibe konu edilen, kendisi ve ihbar olunan aleyhine hükmedilen 50.000,00 TL bedelden kendi paylarına düşen 33,6 dekar alana ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen 25.200,00 TL’nin mahsubuyla geri kalan 24.800,00 TL den borcu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, Birleşen dava dosyasında ise, davalı Ahmet Nergiz tarafından aleyhine başlatılan İzmir İcra Müdürlüğünün 2010/16400(yeni 2013/4688 Esas) sayılı ilamsız icra takibinden dolayı borcunun bulunmadığının tespiti ile %20 oranında tazminata hükmedilmesini ve davanın asıl 2013/54 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Davalı Ahmet Nergiz asıl dava açıldıktan sonra 08/03/2018 tarihinde vefat etmiş, yargılamaya davalı olarak mirasçıları olan … ve … devam etmiş olup, davalılar; kesinleşen mahkeme kararı ile hüküm altına alınan miktara ilişkin olarak davanın reddine karar verilmesini dilemiş, dahili davalı …, asıl dava dosyasına dayanak icra dosyasındaki alacağı temlik aldığını, mahkemenin kendisini davaya dahil etmesini kabul etmediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, 2016/1 Esas sayılı asıl dava dosyası yönünden; davanın kısmen kabulüne, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/178 Esas (bozularak 2011/426 Esas) sayılı dava dosyası ile hüküm altına alınan ve dosyanın davacısı tarafından İzmir 15. İcra Müdürlüğü ‘nün 2008/8331 Esas sayılı dava dosyasında takibe konu edilen 50.000,00-TL’lik bedel yönünden davacının davalıya 24.800,00-TL’lik kısım için borçlu olmadığının TESPİTİNE, davacının alacağa ilişkin talebinin reddine, Birleşen Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin 2013/197 Esas sayılı dava dosyası yönünden davanın kabulüne, takibin dayanağı İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/16400 Esas sayılı takip dosyası gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalılar ve dahili davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde olmayan sair temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan birleşen davaya ilişkin hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Dikili Noterliğinin 13/07/1994 tarih,4470 yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”yle davacı … kendi adına asaleten kardeşi …(Arslan) adına vekaleten İzmir ili, Dikili ilçesi, İslamlar köyü,Tepeağılı mevkiinde tapunun 183 parselde kayıtlı, 33 hektar, 6000m2’lik tarladaki murisleri …’ın 1/3 hissesi oranında ve onun vuku vefatı ile, diğer mirasçılarla birlikte kendilerine isabet intikali lazım gelen hak ve hisselerini 1.100.000.000TL(Birmilyaryüzmilyonlira) bedel karşılığında (Alıcı) davalıların murisi Ahmet Nergiz’e satmayı vaad etmiştir.
Davanın dayanağını teşkil eden Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/426 Esas-2012/61 Karar sayılı dosyası incelenecek olursa; dosyanın davacısı Ahmet NERGİZ, dosyanın davalıları … ve Emel ARSLAN’a murisleri …’dan intikal eden taşınmaz hisselerini, Dikili Noterliğinin 13/07/1994 tarih, 4470 yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi”yle satın aldığını, satış bedelini ödediğini, davalıların edimlerini yerine getirmemeleri üzerine açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddedildiğini ileri sürerek ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkeleri gereğince belirlenecek bedelinden şimdilik 50.000,00 YTL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemece, taraflar arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasının ifa imkansızlığı nedeniyle reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, sözleşmenin ifasının tapu iptal ve tescil davasının reddi kararının kesinleştiği tarih itibariyle imkansız hale geldiğinden bu tarih itibariyle taşınmazın rayiç değerinin davacıya ödenmesi gerektiğini, bozma ilamı sonrası yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın değerinin ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değeri 252.000,00-TL olarak belirlenmiş ise de, Mahkemece verilen ilk kararı davacının temyiz etmemiş olması hususu gözetilerek işbu 2004/178E-2007/220K sayılı kararda itibar edilen bilirkişi raporu nazara alınarak davalıların davacıya ödemesi gereken miktarın 58.912,38-YTL olduğu sonuç ve kanaatiyle, bozma kararları doğrultusunda, taleple de bağlı kalınarak davanın kabulüyle 50.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ‘nin 02/07/2012 tarih , 2012/11993 E-2012/16569 K sayılı ilamıyla onanmış, hükmün onanması hakkında dairece verilen ilama karşı davalı … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş, 06/11/2012 tarih, 2012/19368 E -2012/22776 K sayılı ilamıyla da karar düzeltme isteğinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalıların murisi alacaklı Ahmet Nergiz, Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bozmadan önce tesis edilen 2004/178 Esas 2007/220 Karar sayılı ilamı gereğince davacı ve … aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğü ‘nün 2008/8331 Esas sayılı dosyasında 50.000,00-TL’lik bedeli ilamlı icra takibe koymuş, yine fazlaya ilişkin haklarının saklı
tutulması çerçevesinde bozmadan sonra tesis edilen 2009/343 Esas 2010/177 Karar sayılı kararı gereğince de İzmir 1. İcra Müdürlüğü ‘nün 2010/16400(yeni 2013/4688 Esas) Esas sayılı dosyası üzerinden alacaklı Ahmet Nergiz, davacı ve … ( ) aleyhine 34.000,00-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatmıştır. İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün 2008/8331 Esas sayılı ilamlı icra takibi dosyasındaki alacaklarının tamamını davalılar … ve …, …’e temlik ettiklerini tutanak altına aldıkları görülmüştür.
Somut olayda, Mahkemece; Dikili Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/02/2012 tarih 2011/426 Esas 2012/61 Karar sayılı kararı Yargıtay 3. Hukuk Dairesi ‘nin 02/07/2012 tarih 2012/11993 Esas 2012/16569 Karar sayılı ilamıyla onanmış olsa da Yargıtay 13. Hukuk Dairesi ‘nin 29/06/2009 tarih 2009/3057 – 8929 Karar sayılı bozma ilamları doğrultusunda alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın toplam değerinin 252.000,00-TL olduğunun belirlendiğini, ancak satış vaadine konu pay yönünden herhangi bir inceleme yapılmadığını, satış vaadine konu paya isabet eden toplam gerçek bedelin 24.800,00-TL olduğunu, her ne kadar Yargıtay verilen son hükmü onamış ise de, maddi hatadan kaynaklı hükmün yasal anlamda sonuç doğurmasının mümkün olmayacağını belirterek, taraflar akdedilen satış vaadine konu taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği yani tapu iptal ve tescil talebinin reddine dair kararın kesinleştiği tarih itibariyle davacının hissesine tekabül eden kısmın 24.800,00-TL olduğunu ,bu doğrultuda İzmir 15. İcra Müdürlüğü ‘nün 2008/8331 Esas sayılı takip dosyası yönünden davacının davalıya 24.800,00-TL borçlu olmadığını, İzmir 1. İcra Müdürlüğü ‘nün 2010/16400 Esas sayılı dosyası yönünden borçlu olmadığını, davacının alacak isteminde bulunduğu bonoların zaman aşımına uğradığını, davalının süresinde zaman aşımı def’inde bulunduğunu belirterek asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava şartları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114.maddesinde açıkça düzenlenmiş ve maddenin 1/-i fıkrasında kesin hüküm dava şartı olarak belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nun 303/1.maddesi de “Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklindedir.
Kesin hüküm olumsuz dava şartıdır ve hem bireyler için hem de Devlet için hukuki durumda bir kararlılık ortaya koyar. Bununla, hukuki güvenirlik ve yargı erkine güven sağlandığından kamu yararı ile doğrudan ilgilidir. Kesin hüküm adli gerçeği ifade eder. 1982 Anayasa’sının 138.maddesi uyarınca yasama, yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarını değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Kesin hüküm, uyuşmazlığın gelecek için sona ermesini ve böylece hukuki barışın sağlanmasını amaçlamaktadır. Bu nedenledir ki kesin hüküm itirazı, davanın her aşamasında ileri sürülebilir ve mahkemenin de; davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, davayı kesin hükümden (dava şartı yokluğundan) reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay’da (temyiz veya karar düzeltme aşamasında) ve dahası bozmadan sonra da ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 05.06.1991 gün ve 1991/5-215-342 E., K. sayılı ilamı; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, yıl: 2001, C. V, s. 4980 vd.).
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, işbu davanın davacısı …’ın davalı konumunda bulunduğu Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/426 E-2012/61 K sayılı dosyasında; taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, 50.000,00-TL’nin davalı … ve … dan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacı Ahmet Nergiz’e ödenmesine karar verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği görüldüğünden, Mahkemece ,yukarıda açıklanan sebeplerle asıl davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki olmayan gerekçelerle asıl davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddi ile birleşen dava yönünden hükmün ONANMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın, asıl dosya davalıları ve asıl dosya dahili davalısı lehine BOZULMASINA, asıl dava yönünden peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, birleşen dava yönünden 1.352,55 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.