YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4582
KARAR NO : 2021/1024
KARAR TARİHİ : 08.02.2021
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, davalılardan Av …’nin vekilleri olduğunu, bu dönemde adlarına davalılardan … Uluslararası Tic. ve İnş A.Ş. nin aleyhine Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/110 esas sayılı dosyası ile dava açtığını, mahkemenin aleyhlerine karar vermesi üzerine davaya ilişkin ilamın icra takibine konulduğunu, borcun tasfiyesi amacıyla 2 adet borcun tasfiyesi ve sulh protokolünün yapıldığını, söz konusu protokollere davalı …Ş. nin kefil olduğunu, yapılan ilk protokolün alacak aslına ilişkin olup 154.610 euro yu kapsadığını, bu protokol gereğince 15.000 euronun davalı …’nin uhdesinde kaldığı, protokolden önce de davalı … nin davacılardan iki kez 13.800 euro ve 13.700 euro aldığından avukatlık ücretini fazlasıyla aldığını, bu paraları uhdesinde iken 11.05.2010 tarihli faiz alacağına ilişkin ikinci protokoldeki ödemenin ne şekilde yapılacağı protokolde belirtilmesine rağmen davalılar tarafından Müzeyyen hesabına 5.000 euro gönderildiğini, başkaca bir ödeme yapılmadığını, ödenmeyen bakiye alacağın 29.477 euro olduğunu, borçlu vekili tarafından protokole aykırı olarak bu paranın davalılardan avukat …’ye ödendiğini, …’ nin hesap vermekten kaçınması üzerine vekillikten azledildiğini ileri sürerek, İstanbul 13 İcra Müdürlüğünün 2011/7779 esas sayılı dosyasına konu edilen 29.477 euro (66.264 TL) karşılığı alacağın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 25.000 Euro’sunun davalı …’den, diğer davalılardan ise 29.477 Euro’nun tamamını icra takip tarihi olan 03/05/2011 tarihinden itibaren döviz alacağına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacıların davalılar … Uluslararası İnş. Tic. A.Ş ve …ye yönelik açmış olduğu davanın reddine, davalı …’ye yönelik açmış olduğu alacak davasının kısmen kabulüne, davalı …’ye yönelik açmış olduğu alacak davasının 15.900 euro yönünden reddine, davalı …’ye karşı açmış olduğu davanın 6.300 euro yönünden kabulü ile, 6.300 euro’nun davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, dava tarihinden itibaren 3095 sayılı
yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına, davalı …’ye karşı açmış oldukları davada, dava açıldıktan sonra ödenen 7.400 euro yönünden karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, 7.400 euro alacak dava açıldıktan sonra ödenmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, ancak konusuz kalan bu miktar üzerinden davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderleri hesap edilirken dikkate alınmamıştır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6/1. maddesinin “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur” hükmü uyarınca davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, konusuz kalan miktar yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu yönden davacı lehine düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 6. bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine “Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 211,30-TL ile bilirkişi sarf gideri 1.200,00-TL olmak üzere toplam 1.411,30-TL ile kabul ve red oranı olmak üzere 773,40 TL sinin davalı … den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, ” cümlesinin yazılmasına, 7. bendindeki “ Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 1.800,00-TL vekalet ücretinin davalı … den alınarak davacıya verilmesine” cümlesindeki “1.800,00 TL” sayılarının hükümden çıkarılarak yerlerine “2.597,00” sayılarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.