Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4528 E. 2020/5622 K. 08.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4528
KARAR NO : 2020/5622
KARAR TARİHİ : 08.10.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının da hissedar malik olduğu taşınmazın satışı hususunda diğer malikler ile birlikte … 25. Noterliği’nin 25/04/2006 tarih ve 15369 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, davacının satış bedelini sözleşme tarihi itibariyle davalıya ödediğini, ancak daha sonra davalının tapuda hissesi olmadığının anlaşıldığını, davalının taşınmaz bedelini iade etmediğini, satış bedelinin faizi ile birlikte toplam 49.325,36 TL’nin tahsili için davalı aleyhine … 28. İcra Dairesi’nin 2014/9408 esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, ifa imkansızlığı nedeniyle taşınmaz satış vaadi sözleşmesine istinaden ödenen satış bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, “…davacı sözleşmeden umduğu (beklediği) edimi ve yararı elde edemediğine göre, ödediklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilecektir. Yukarıda belirtildiği gibi, davacının ana parayı isteyebileceği kuşkusuz ise de, söz konusu paranın satış tarihinden itibaren davalının elinde olduğu ve davalıya yarar sağladığı da bir gerçektir. Şu hale göre, davalı takip tarihinden önce temerrüte düşürülmemiş ise de, paranın ödendiği satış tarihinden takip tarihine kadar davacının temerrüt faizi isteyebileceği ve buna göre davacının 28.571,04 TL ana para ve 20.754,32 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.325,36 TL isteyebileceği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Eldeki davaya konu icra takip talebi incelendiğinde 28.571,04 TL asıl alacak ve 20.574,32 TL işlemiş faiz toplamı 49.325,36 TL talep edilmiştir.
Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, icra takibinden önce, davacı yanın davalıyı temerrüde düşürmüş olmadığı anlaşılmaktadır. O halde davalının takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü açıktır. Mahkemece, işlemiş faize ilişkin kısmın reddedilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan 843,00 TL temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.