Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4490 E. 2020/5580 K. 07.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4490
KARAR NO : 2020/5580
KARAR TARİHİ : 07.10.2020

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı … İnşaat Ltd.Şti.’den 30.12.2003 tarihli sözleşme ile 45.000 Amerikan Doları karşılığı bir adet daire satın aldığını, davalı şirketin diğer davalılar … ve …’ın da kefil olduğu bir adet teminat senedini davacıya verdiğini, sözleşme gereğince inşaatın tamamlanmasının ardından teslim edilen dairede bulunan eksik imalat bedeli, kira mahrumiyeti ve kooperatif aidat borçları olduğunu ileri sürerek, toplam 25.127,44 Amerikan Dolarının faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; yargılama devam ederken, davacı vekili 19.02.2008 tarihli duruşma sırasındaki beyanında “dava dilekçesinde talep edilen 14.500,00TL aidat ödemelerinin davalı tarafından yerine getirildiğini, bu talebin konusuz kaldığını; ayrıca bu davadaki talebin 675,00TL tutarındaki rayiç kira bedeli ile eksik ayıplı imalat bedeli 21.011,08TL olmak üzere toplam 21.686,02TL’den ibaret olduğunu davaya bu miktar için devam ettiklerini” bildirmiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, mahkemenin görevine ilişkin yapılan bozmadan sonra mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalılar tarafından temyizi üzerine 13. Hukuk Dairesince onanmasına karar verilmiş, bu karar yönelik olarak davalılar … İnş. Ltd. Şti. ve …’ın karar düzeltmeye başvurması üzerine de Dairece, davacı vekilinin 19.02.2008 tarihli beyanı ile talep sonucunu Türk Lirası üzerinden belirlemesi karşısında, mahkemece Türk Lirası üzerinden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne, eksik ayıplı işler bedeli olan 19.241,08TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte, kira tazminatı olarak 675,00TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı …’ın tüm, diğer davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
./..

-2-
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; bozma öncesi mahkemece, davanın kısmen kabulüne, eksik ayıplı işler bedeli 14.487,67 USD’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak Merkez Bankasının USD cinsinden bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte, kira tazminatı 675,00TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyizi üzerine 13. Hukuk Dairesi’nce onanmasına karar verilmiş, onama kararına yönelik olarak davalılar … İnş. Ltd. Şti ve … tarafından yapılan karar düzeltme başvurusu üzerine, bu kez davalılar … İnş. Ltd. Şti ve … yararına olacak şekilde mahkemece Türk Lirası üzerinden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. Bir başka ifadeyle, mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla, bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.
Somut olayda, bozma öncesi kurulan hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiş olup, Dairece verilen onama kararına karşı da davalılar … İnş. Ltd. Şti. Ve … karar düzeltme başvurusunda bulunmuş, Dairece adı geçen davalılar yararına kararın bozulmasına karar verilmiş, bu aşamada karar düzeltme talebinde bulunmayan davalı … yönünden karar kesinleşerek davacı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur. Hal böyle olunca, bozma sonrası mahkemece davacının usuli müktesep hakkını ihlal edecek şekilde davalı … yönünden de Türk Lirası üzerinden hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Davalılar … İnş. Ltd. Şti. Ve …’ın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, davalılar … İnş. Ltd. Şti. Ve … yararına reddedilen miktar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’ın tüm, davalılar … İnş. Ltd. Şti. Ve …’ın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar … İnş. Ltd. Şti. ve … yararına BOZULMASINA, peşin alınan 31,40 TL harcın davacıya iadesine, peşin alınan 341,00 TL harcın davalılar … İnşaat Ltd. Şti. ile …’a iadesine, aşağıda dökümü yazılı olan 1.019,47 TL kalan harcın davalı…’dan alınmasına, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.