Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4448 E. 2020/5578 K. 07.10.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4448
KARAR NO : 2020/5578
KARAR TARİHİ : 07.10.2020

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, avukat olduklarını, yine avukat olan davalının kendilerinin … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/330 Esas 2011/96 Karar sayılı dosyasında vekil olarak temsil ettiğini ve yapılan yargılama sonunda dava dışı kişiye karşı resmi görevlilere görevlerinden dolayı hakaret suçundan dolayı ayrı ayrı 2.475,00’er Türk Lirası adli para cezasına mahkum edildiklerini ve cezalarının ertelendiğini, bu kararın kendilerinin yokluğunda ve “sanıklar müdafisi” sıfatına haiz davalının yüzüne karşı verildiğini, ancak davalı tarafından kararın temyiz edilmediğini, 04/05/2011 tarihinde kesinleştiğini, bu karar üzerine karşı tarafın…16. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2011/525 Esas sayılı dosyası ile manevi tazminat davası açtığını, bu aşamada davalıyı vekalet görevlerinden azlettiklerini, yargılama sonunda ayrı ayrı 7.500,00’er Türk Lirası ödemek zorunda kaldıklarını, ceza mahkemesince verilen hükmün temyiz edilmemesi sonucu yasa yollarına başvurma haklarını yitirdiklerini, avukat olmasına karşın ilgili ilamdaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmamış olduğunu ve cezanın sabıkalarına işlendiğini ileri sürerek; …16. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki yargılama sonunda ödenmek zorunda kalınan tazminat bedeli toplamı olan 22.500,00TL’nin maddi tazminat olarak tahsili ile bu bedele her bir 7.500,00TL için fiili ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, her biri için 10.000,00TL olmak üzere 30.000,00TL manevi tazminat bedelinin zararın meydana geldiği 04/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, süresinde cevap dilekçesi vermemiş, beyanlarında davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin reddine, davacılar için ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dava, vekilin görevini yerine getirmemesi neticesinde doğan zararın tazmini talebine ilişkindir. Davacılar, davalının haklarında verilen ceza kararını temyiz etmemesi nedeniyle kararın kesinleşmesine neden olduğunu, bunun üzerine karşı tarafın ceza kararını dayanak göstererek açtığı tazminat davasında tazminat ödemek zorunda kaldıklarını beyanederek doğan zararının tazminini istemiş, davalı ise; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacılar tarafından her ne kadar…16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2011/525 Esas, 2013/131 Karar sayılı ilamı uyarınca manevi tazminat olarak ödenilen 7.500,00’er TL’nin, maddi tazminat olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de; manevi tazminata ilişkin kararın dayanağı olan olay ile davalının sanık müdafii olarak ceza yargılamasında verilen kararı temyiz etmemesi hususu arasında doğrudan bir illiyet bağının bulunmadığı, bu nedenle davaya konu edilen maddi zararın, davalının kusuru nedeni ile oluştuğunun ispatlanamadığı kabul edilerek maddi tazminata ilişkin davanın reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında hukuken geçerli bir vekalet ilişkisinin kurulmuş olduğu, davalının davacıları … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/330 Esas 2011/96 Karar sayılı dosyasında müdafii olarak savunduğu, verilen ceza kararını temyiz etmeyerek kararın kesinleşmesine sebebiyet vermek suretiyle, özen ve sadakat borcuna aykırı davrandığı hususu çekişmesizdir. Bu noktada öncelikle davalı avukatın ihmali ile müvekkili davacıların uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması gerekmektedir. Öyleyse mahkemece, … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/330 Esas 2011/96 Karar sayılı dosyasında kararın temyiz edilmesi halinde kararın davacılar lehine sonuçlanıp sonuçlanmayacağı gerektiğinde bilirkişi deliline başvurularak tespit edilmeli, bu tespit ile tarafların varsa kusur oranları değerlendirilerek hüküm kurulmalıdır. Bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 29,20 TL peşin harcın davacılara, 256,16 TL peşin harcın davalı’ya istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.