Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4292 E. 2020/8231 K. 23.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4292
KARAR NO : 2020/8231
KARAR TARİHİ : 23.12.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısı … mirasçıları ile birleşen dava davalıları … Kağıt San.A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmelerİ San. ve Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl davada davacılar vekili, davacı asiller ile davalılar arasında 02.10.2007 tarihinde müşavirlik sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre davacı avukatların davalılar adına, davalıların TMSF tarafından …’a el konulmasından kaynaklanan borç ve sorunların çözümü zımnında adı geçen kurumla müzakereleri yürüteceği, davalıların borçlarını protokole bağlatacağı ve sözleşmede belirtilen sair iş ve işlemleri yürüteceği, buna karşılık davalıların avukatlara işin başında 30.000 ABD Doları ödeyeceği, bakiye borcun TMSF ile yeni bir protokolün yapılmasından sonraki 3 ay içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak 3 ay içinde davalılar tarafından taahhüt edilen ücretin ödenmediği, davalıların mali sıkıntı içinde olduklarını beyan ederek borçlarının ötelenmesini talep ettikleri ve bunu sağlayacak ek bir müşavirlik sözleşmesinin yapılmasını teklif ettiklerini, 20.05.2008 tarihinde ek müşavirlik sözleşmesinin imza edildiğini, bu sözleşme ile … Grubu tarafından davacılara 1.500.000 ABD Doları ücret ödeneceği, tamamının en geç 31.10.2008 tarihine kadar ödeneceğinin vadedildiğini ancak sürenin hitamında herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek 1.316.724 ABD Dolarının fiili ödeme günündeki TL karşılığının faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada, asıl dava davalısı … tarafından asıl dava davacıları … ve … ile asıl dava davalıları … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan davada, asıl dava davacıları birleşen dava davalıları … ve …’ın sadakat ve özen borcuna aykırı davrandıklarını, davacı … tarafından 30.000 Amerikan Doları ve 250.000 TL ödeme yaptığını ve bu miktar kadar zarara uğratıldığını iddia ederek; öncelikle fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla bu zararın şimdilik 10.000 TL’sinin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen ödenmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalılar asıl ve birleşen davada davanın reddinin gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın yerinde görülmediğinden reddine, karar verilmiş; hüküm, asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısı … ile asıl dava ve birleşen dava davalıları olan … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından sunulan ortak temyiz dilekçesi ile temyiz edilmiştir.
1-Avukatın, vekil olarak borçları dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 505 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, adı geçen Kanunun 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özen ile ifa etmekte yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. “Özen borcu” ile ilgili Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesinde mevcut olan, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler.”, yine “sadakat borcu” ile ilgili Avukatlık Kanunu’nun işin reddi zorunluluğunu düzenleyen 38. maddesinin b bendinde “aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa” teklifi reddetmek zorunda olduğu hükmü ile Avukatlık Meslek Kurallarının 36. maddesinde “Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz” şeklindeki hükümler, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, 6098 sayılı TBK.’ nun 506. maddesinde düzenlenen vekilin özen borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır.
Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; asıl davanın davalıları olan …, … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş.’nin bu davada kendilerini Avukat … tarafından temsil ettirdikleri, birleşen dosyada ise davacı olan …’ın vekili olan … tarafından yazılmış olan dava dilekçesinin bu dilekçe ile davalı olarak gösterilen taraflara tebliği gerçekleştirilmeden alınan karar ile asıl dosya ile birleştirildiği, takip eden ilk celsede davacılar vekili Avukat … ile davalı birleşen dosya davacısı … vekili Avukat … ile davalı şirketler vekili Avukat Ayhan Güngörgümüş’ün hazır olduğu bilgisi duruşma tutanağında kayıtlı ise de adı geçen avukata ait dosyada vekaletname bulunmadığı gibi birleşen dava davalıları olan … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş.’ye birleşen dava dilekçesinin tebliğinin sağlanmadığı gibi yargılama safahatı boyunca alınan bilirkişi raporu vb’nin de tebliğ edilmemiş olması yanında en nihayetinde varılan hüküm sonucu yazılan gerekçeli kararın da sadece “Davalı … Seniteri ve Turizm işletmeleri san. Ve Tic A.Ş. ve diğerleri vekili …” başlığı ile bu avukat adresine tebliğe çıkarıldığı ve bu avukat tarafından süresinde sunulmuş olan tek ve ortak temyiz dilekçesi ile de asıl davada davalı şirketler vekili olarak bu şirketlerin hukukunu temsil eden Avukat … tarafından reddedilen birleşen dava için bu davanın davalısı konumunda olan şirketler … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine bozma talep edilmiş olduğu görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yazılı yargılama usulünde 5 aşamaya yer vermiştir. Bunlar; davanın açılması ve dilekçeler aşaması, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hüküm aşamalarıdır. Tahkikatın sonlandırılması ve sözlü yargılama aşamasına geçiş ise 6100 sayılı HMK’nın 186. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Somut olayda, mahkemece birleşen dava dilekçesi o davanın davalıları olan … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş.’ye tebliğ edilmemiş, yargılamanın devam eden safahatı boyunca da bu tüzel kişilere kendilerini savunma ve olası temsil hakkı tanınmamıştır.
Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, 6100 sayılı HMK.nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, taraflara dosya içerisindeki bilgi ve belgelere karşı savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olup, bu husus kamu düzenine ilişkindir. O halde, mahkemece birleşen dava dilekçesi davalı şirketlere tebliğ edilmek suretiyle davalıların bu davaya ilişkin savunmaları alınmalı, var ise ileri süreceği savunma nedenleri ve delilleri üzerinde durularak bunların yargılamaya katacağı yenilikler de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısı … ile asıl dava ve birleşen dava davalıları olan … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından sunulan ortak temyiz dilekçesi ile ileri sürülen temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle asıl dava davalısı ve birleşen dava davacısı … ile asıl dava ve birleşen dava davalıları olan … Kağıt San. A.Ş. ve … Seniteri ve Turizm İşletmeleri San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından sunulan ortak temyiz dilekçesi ile ileri sürülen temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.