Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/4163 E. 2020/7055 K. 25.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4163
KARAR NO : 2020/7055
KARAR TARİHİ : 25.11.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, çocuğunun dershane borcu nedeniyle davalı şirkete 28/09/2012 tazim ve 05/06/2013 vade tarihli 1.000,00 TL bedelli ve 21/06/2012 tanzim 05/06/2013 vade tarihli 2.000 TL bedelli senetleri verdiğini ve söz konusu senet bedellerini ödediğini, senetleri geri almak amacıyla defalarca şirket yetkilisi olan Alev Kaya ile görüştüğünü, ancak şirket yetkilisinin çeşitli bahanelerle senetleri teslim etmekten kaçındığını, en son … kötü niyetli olarak söz konusu senetleri ciro etmek suretiyle davalı …’e verdiğini ve … tarafından senetlerin icra takibine konulduğunu, bu olaylar üzerine davalı … ve … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ileri sürerek Isparta 3. İcra Müdürlüğünün 2013/2581 sayılı icra takibine konu olan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … davanın reddini dilemiş; davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı … Dershanecilik ve Eğitim Limited Şirketinin münfesih olduğu dolayısı ile tüzel kişiliğinin bulunmadığı anlaşıldığından adı geçen davalı hakkındaki davanın tefrikine, davacının başvurması halinde yeniden esasa kaydına, davalı …’e yönelik davanın esastan reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, çocuğunun eğitim gideri nedeniyle davalı şirkete verdiği ve bedellerini ödediği 2 adet bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 23. maddesiyle, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle
ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, mahallinde ayrı bir tüketici mahkemesi mevcut olmadığından ara kararı ile davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilerek yargılamaya devam edilip hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde görev hususu gözetilmeksizin esastan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.