YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4011
KARAR NO : 2020/6513
KARAR TARİHİ : 12.11.2020
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 3 yaşındaki oğlu … … Şeyler Anaokuluna kaydettirdiğini, 21/02/2012 tarihinde okul müdürü …’in müvekkilini arayarak … yemekten önce bahçede koşarken düştüğünü, ön dişinin biraz sallandığını, önemli bir durumu olmadığını söylediğini, müvekkilinin oğlunu … Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğine götürüp muayene ettirdiğinde çocukların dişlerine zarar gördüğü anda müdahalede bulunması gerektiğini, düştükten sonra 1 saat içinde müdahalede bulunmuş olsaydı dişi yuvasına hiç bir şey olmamış gibi yerleştirilebileceğinin söylendiğini, davalı anaokulunun ihmali neticesinde müvekkilinin 3 yaşındaki oğlunun süt dişinin çekilmek zorunda kaldığını, 7 yaşına kadar dişinin çıkmayacağını, bu süre içinde çıkacak dişlerde ortodontik problemler oluşmaması için ölçüleri sürekli değişecek yer tutucu aparatların kullanılması gerektiğini, bu tedavilerin masraflı olduğunu, müvekkilinin oğlunun dişini kaybetmesi nedeniyle psikolojisinde ağır yaralar meydana geldiğini, ruhi çöküntü içine girdiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere yapılan ve yapılacak tedaviler için 10.000,00 TL maddi, yaşanan manevi çöküntü için 8.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 18.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili ,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece,maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 522,71 TL maddi tazminatın 21/02/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla maddi tazminat talebinin reddine,manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 4.000,00 TL manevi tazminatın 21/02/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş;hüküm,davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun Amaç başlıklı 1. maddesinde Yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan Yasanın 3/d maddesinde, “hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde;davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık eğitim hizmetinden kaynaklanmakta olup dava 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmaktadır. O halde, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir ve bu konuda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, ikinci bentte gösterilen nedenle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK’nin geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nin 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi..