Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/3217 E. 2020/4658 K. 23.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/3217
KARAR NO : 2020/4658
KARAR TARİHİ : 23.09.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün temyiz eden davalı … Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. ile temyiz eden feri müdahil … İnşaat Tes. Mak. Tic. San. Ltd. Şti. avukatları tarafından duruşmasız, davalı … Tic. Ltd. Şti. avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde duruşmalı temyiz eden davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili avukat … geldi. Davacı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı … ile yapılan alt yapı protokolü kapsamında davalının diğer davalı alt yüklenici aracılığıyla doğal gaz boru hat geçişi çalışması yaptığını, bu çalışmalar sırasında davalılara ait ağır tonajlı araçların geçişi nedeniyle yolda bozulmalar olduğunu, bu hususun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, tespite konu 401.151,56 TL’den, bir başka davanın konusu olan protokolün 5.1 maddesine göre tahsili talep edilen 33.338,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 367.813,27 TL zarar tespit edildiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 367.813,27 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın taraflar ve feri müdahil tarafından temyizi üzerine Dairemizce, davacının dava dilekçesinde bir başka davanın konusu olması nedeniyle mahsubunu talep ettiği 33.388,00 TL kısmın hükmedilen miktardan mahsup edilmediği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne, 177.269,86 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı …’ın tüm, davalı … Tic. Ltd. Şti., feri müdahil … İnşaat Tes. Mak. Tic. San. Ltdi. Şti. ve davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Bozma öncesi mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 210.657,86 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizce, davacı, davalı … ve feri müdahilin tüm temyiz talepleri reddedilerek, hükmün davalı … Tic. Ltd. Şti. yararına bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Bu müesseseye “usuli müktesep hak” veya “usule ilişkin kazanılmış hak” denir. Bir başka ifadeyle, mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla, bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz. “Usuli Müktesep Hak”, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.
Somut olayda, bozma öncesi kurulan hüküm taraflarca temyiz edilmiş olup, Dairemizce davacının dava dilekçesinde bir başka davanın konusu olması nedeniyle mahsubunu talep ettiği 33.388,00 TL kısmın hükmedilen miktardan mahsup edilmediği gerekçesiyle davalı … Tic. Ltd. Şti. yararına bozulmuş olup, kararı bu yönden temyiz etmeyen diğer davalı … yönünden ise davacı lehine usuli müktesep hak oluşmuştur. Hal böyle olunca, bozma sonrası mahkemece davacının usuli müktesep hakkını ihlal edecek şekilde 33.388,00 TL alacağın diğer davalı … aleyhine hükmedilen tazminat miktarından da mahsup edilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3- Mahkemece, vekalet ücreti yönünden, “Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.382,60 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” ile “Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.382,60 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” yönünde hüküm kurulmuş, 5.7.2018 tarihinde ise gerekçeli kararın hüküm kısmının belirtilen maddelerinde hata yapıldığı gerekçesiyle “Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.382,60 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” olan kısmın “Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.382,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” olarak yine “Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.382,60 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine” olan kısmın “Davalı … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 17.382,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” olarak tashihine karar verilerek hükmün bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; tavzih kurumu HMK’nun 305. maddesinde (HUMK 455.md) düzenlenmiş olup, buna göre, mahkemece hükümde, müphem ve açık olmayan veya mütenakıs fıkralar bulunduğu hallerde tavzih kararı verilebilir. Asıl hükmü değiştirerek, hüküm sonucunu bertaraf edecek tavzih kararı verilemez. Tavzih yoluyla hükmün kapsamı genişletilmeyeceği gibi, hükümle kazanılmış hakların ortadan kaldırılmasını sağlayacak şekilde de karar verilemez. Mahkemece 5.7.2018 tarihli düzeltme kararı hüküm fıkrasında yer alan paragrafların silinerek yerine hükmün sonucunu değiştirecek nitelikte yeni paragraf eklenmesi yolunda kurulan hüküm, asıl hükmü değiştirecek mahiyette usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirir.
4- Mahkemece davalılar hakkında aynı gerekçe ile davanın kısmen reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3. maddesinin 2. fıkrasında “Müteselsil sorumluluk da

dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda aynı gerekçe ile ret halinde davacı aleyhine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmemiştir. Ayrıca reddedilen kısım yönünden; kararı bu yönden de temyiz eden davalı … Tic. Ltd. Şti. yararına olacak şekilde 20.593,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik ve hatalı hesaplama yapılarak 17.382,60 TL vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’ın tüm, davalı … Tic. Ltd. Şti., feri müdahil ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı, dördüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı … Tic. Ltd. Şti. yararına BOZULMASINA, 2,540 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı-… Mühendislik Harita İnş. Tic. Ltd. Şti.’ye ödenmesine, peşin alınan 3.027,75 TL temyiz harcının … Mühendislik Harita İnş. Tic. Ltd. Şti.’ye, peşin alınan 3.063,15 TL temyiz harcının davacıya istek halinde iadesine, 9.017,89 TL harcın davalı-… Boru Hatları ile Petrol Taşıma A. Ş.’ye yükletilmesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.