Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/2802 E. 2021/5129 K. 20.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2802
KARAR NO : 2021/5129
KARAR TARİHİ : 20.05.2021

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ANKARA 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; …. Eczanesi’nin sahibi olduğunu, dava dışı sigortalı … ve …. isimli hastalara 11.03.2016 – 29.03.2016 tarihleri arasında 12’şer adet Haberprot-P 75 mg flk adlı ilaç reçete edildiğini, hastaların eczanesine başvurması üzerine ilaçları ecza deposundan temin ederek hastalara teslim ettiğini, davalı kurumca 182.496,76 TL’lik ilaç bedelinin kendisine ödenmesi gerekirken 91.619,45 TL ödediğini, söz konusu ilaçların reçete edildiği tarihte Kurumca belirlenmiş olan perakende satış fiyatının 4.404,05 TL olmasına rağmen hastalara ait 4 adet reçete için davalı kurumca yapılan 90.877,31 TL eksik ödemenin fatura tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kabulüne, 90.877,31 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının faiz oranına yönelik istinaf talebinin kabulü ile davanın kabulüne, 90.877,31 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme kararının diğer kısımlarının aynen muhafazasına karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Duruşma yapmadan verilecek kararlar” başlıklı 353 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin (2) nolu alt bendi; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, (…) duruşma yapılmadan karar verilir”;
Aynı kanunun 359 uncu maddesinin (2) nolu fıkrası ise; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi ve bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden esas hakkında karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda; bölge adliye mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun kabul edilmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararı tamamen kaldırılarak, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde; sadece ilk derece mahkemesince verilen kararın hüküm kısmının 1. nolu bendinin kaldırılarak; yerine “davanın kabulüne, 90.877,31 TL nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,” dair hüküm kurulması suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesi, ilk derece mahkemesi kararın diğer kısımlarının ise aynen muhafaza edilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371 inci maddesi uyarınca taraflar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, HMK’nın 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.