Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/2394 E. 2020/3691 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2394
KARAR NO : 2020/3691
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar; davacı vekili tarafından duruşma istemli, davalı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmiş ise de; temyize konu edilen kararda dava değerinin duruşma sınırının altında olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin duruşma isteminin miktar yönünden reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz istemlerinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; elektrik enerjisi ihtiyacını davalı şirket ile birleşen …’tan temin ettiğini, Danıştay 13. Dairesinin 06/04/2011 tarihli ve 2008/2695 E. 2011/1368 K. sayılı ilamı ile EPDK’nın 875 sayılı kurul kararının iptaline karar verildiğini, bu nedenle 2006 Eylül – 2010 Aralık döneminde Perakende Satış Hizmeti (PSH) bedelinin nispi ücret olarak tahsilinin hukuki dayanağının ortadan kalktığını, bu çerçevede davalı şirketin aynı dönemde fazladan PSH bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, iki ayrı aboneliği nedeniyle Aralık 2007 döneminde tahsil edilmiş olan KDV dahil 3.967,67 TL’nin ödeme tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan gecikme zammı ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; kurul kararının bir bütün olduğunu, tamamlayıcı nitelikte olan II. Bölümünün (B) bendinin iptal edilmesinin uygulamayı etkilemeyeceğini, zira 2006-2010 uygulama dönemine ilişkin tarife tekliflerinin her dağıtım şirketi için ayrı ayrı olmak üzere 24/08/2006 tarihli 877-896 sayılı kurul kararları ve 24/08/2006 tarihli ve 875 sayılı kurul kararı ile onaylanarak yürürlüğe girdiğini, anılan iptal kararının 01/09/2006-31/12/2010 tarihleri arasını kapsayan döneme ilişkin perakende satış hizmeti kapsamındaki gelir gereksinimlerini içeren her dağıtım şirketine özgü Kurul Kararının da iptal edildiği sonucunu doğurmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bozma ilamına uyan mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 3.967,22 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre; davalı tarafın bütün, davacı tarafın ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda; tacir olan taraflar arasında imzalanan abonelik sözleşmesi, TTK’nın 3 üncü maddesi uyarınca her iki taraf için de ticari iş niteliğindedir. Uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanması nedeniyle davacı, 3095 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca temerrüt halinde avans faizi isteminde bulunabilir. Bu nedenle, mahkemece; davaya konu edilen alacak miktarına temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK’nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın bütün, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan “… dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte…” ifadesi çıkartılarak yerine “dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.