Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/2182 E. 2020/3324 K. 23.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2182
KARAR NO : 2020/3324
KARAR TARİHİ : 23.06.2020

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 36. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit ve çek iadesi davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 23/06/2020 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. … geldi.Karşı taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan davalı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Taraflar arasında … AVM 1.kat El/58 adresinde bulunan gayrimenkulün kiralanması amacıyla şifahi kira sözleşmesi yapıldığını, kira sözleşmesi uyarınca davalıya 05.07.2015 vadeli 170.000 TL tutarlı bloke çekin verildiğini ancak tarafların karşılıklı anlaşması üzerine şifahi olarak kira sözleşmesini feshedildiğini , aynı işyerinin daha sonra başka bir şirkete kiralandığını, davalının kira sözleşmesinin feshedilmesinden sonra teminat olarak verilen 05.07.2015 tarihli 170.000 TL tutarlı blokeli teminat çekini iade etmediğini belirterek davalıya kira borcu olmadığının tespiti ile çekin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya kira borcu olmadığının tespitine, iadesi istenen 05/07/2015 vadeli, 170.000,00 TL tutarlı çekin davacıya iadesi talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, her iki taraf vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 27.03.2017 tarih ve 2015/405 E. – 2017/533 K. sayılı kararının HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulü ile davacının, davalıya kira borcu bulunmadığının ve 05/07/2015 vadeli 170.000,00 TL tutarlı teminat çekinden dolayı borçlu olmadığının tespitine; 05/07/2015 vadeli, 170.000,00 TL tutarlı teminat çekinin iadesi talebinin, çekin tahsil edildiği anlaşıldığından konusuz kalması nedeniyle bu talep hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir. (492 sayılı Kanun’un 15.,21. maddeleri). Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nispete göre alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/1-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 Sayılı Tarife, madde III/2-a).
Somut olayda, dava niteliği itibariyle konusu para ile değerlendirilebilen davalardan olduğundan dava değeri üzerinden hesap edilerek nispi harç yatırılması zorunludur. Dava, maktu harç ödeyerek açılmış ise de yargılama sırasında davacı tarafça dava değeri olan 170.000,00 TL üzerinden tamamlama harcı yatırıldığı görülmektedir. Bu durumda Mahkemece; 11.612,70 TL karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 3.041,00 TL’nin mahsubu ile 8.571,70 TL ‘nin davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına karar verilmesi gerekirken, her aşamada re’sen nazara alınması lazım gelen ve davalı lehine usuli kazanılmış hak yaratmayan bu hususta yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMK’nın 370/2 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle … Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 27.03.2019 tarih ve 2017/2800 E. – 2019/649 K. Sayılı ilamının hüküm fıkrasının II- 2-C bendinde yer alan ” Yürürlükteki yargı harçları tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcından peşin olarak alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 16,70 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,” ifadesinin çıkarılarak yerine “Alınması gerekli 11.612,70 TL karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 3.041,00 TL’nin mahsubu ile 8.571,70 TL ‘nin davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına ” ifadesinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/06/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.