Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/2108 E. 2021/5839 K. 01.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2108
KARAR NO : 2021/5839
KARAR TARİHİ : 01.06.2021

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 35. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 01/06/2021 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. … geldi. Karşı taraf davacı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli gün ve saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; tarafına ait 1. Bodrum, zemin ve asma kattan ibaret toplam 1.850 m² alanlı taşınmazın 01.09.1998 başlangıç tarihli, dört yıl süreli kira sözleşmesi ile davalılara kiralandığını, akde aykırı davranılması ve mecurun fena kullanması nedeniyle davalılar aleyhine kiralananın tahliyesine yönelik dava açıldığını, davanın kabulüne ilişkin verilen kararın Yargıtay tarafından onandığını, kesinleşen tahliye kararının icraya konulduğunu, cra müdürlüğünce müteaddit defalar tahliye işlemi için mahalline gidildiğini, davalılara mehil verildiğini, tanzim edilen tutanaklarda tahliye faaliyeti ve mecurun durumunun belirlenmiş olup neticeten icra yolu ile de tahliye edildiğini, ancak kiracının mecuru akde aykırı ve kötü kullanması nedeniyle mecurda zarar ve hasarlar meydana getirdiğini, bu nedenle tarafından Gaziosmanpaşa 2. SHM’nin 2012/13 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, dosya kapsamında İnşaat Mühendisi tarafından düzenlenen tespit raporunda kiralananda sözleşmede belirtilen eski hale getirme işlemlerinin malzeme ve işçilik bedelinin toplam 369.417,48 TL ve mecurun eski hale getirilmesi için yapılacak işlemlerin ancak 3 ay içerisinde tamamlanabilir olduğunun bildirildiğini belirterek 369.417,48 TL zarar ile 3 aylık onarım süresi içerisinde mahrum kalınacak aylık 22.000,00TL’den olmak üzere 66.000,00TL kira geliri toplamı 435.417,48TL ‘nin fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla reeskont faizi ile birlikte ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davalılardan …’ın taraf sıfatının olmadığını ve bu nedenle davalı … yönünden davanın, taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesini, ayrıca davacının davasını dayandırdığı delil tespiti üzerine alınmış olan bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, anılan raporun birçok yerinde “beyana göre” ifadesinin bulunduğunu, beyandan başka somut delili olmayan iddialar esas alınarak eksikliklerin tespit edilmiş olduğunu, giderim bedellerinin de aynı şekilde denetimsiz ve soyut olduğunu, bilirkişinin ölçü, model ve marka gibi detaylandırmaya girmeden fahiş bedellerin telaffuz edildiğini, kira sözleşmesinde sadece “boş olarak” teslimin öngörüldüğünü, “boş ve temiz olarak” teslimin öngörülmediğini, kiralama sonucunda yıpranma payının kiraya verenin sorumluluğunda olduğunu, mecuru kendilerinin “boş olarak” teslim ettiklerini, hasar tespit dosyasında görüldüğü gibi kırık dökük teslim etmediklerini, teslimden sonra mecurda bir zarar gelmişse bunun sorumluluğunun kendilerine yükletilmesinin mümkün olmadığını, kiraya veren davacının kötü niyetli olduğunu, teslimden hemen sonra taşınmazda muayene yaptırmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulü ile 292.565,86TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, davalılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi tarafından başvurunun esastan reddine karar verilmesi üzerine hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir .
Taraflar arasında düzenlenen 01.09.1998 başlangıç tarihli ve 4 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 7. maddesinde; ”kiracı, kiralanan binanın estetiğine ve mukavemetine, statiğine, temel yapısına halel getirmemek kaydıyla, her türlü tamirat, tadilat ve dekorasyonun masrafı kendisine ait olarak, projeyi mal sahibine onaylatmak şartı ile yasaların elverdiği değişiklikleri yapabilir.”, 9. maddesinde de ”kiracı mecuru aynen muhafaza ile beraber mal sahibinin muvafakati ile yapacağı tadilattan oluşan taşınmazın ayrılmaz parçalarını tahliye sırasında mal sahibine bila bedel bırakacak, bunlardan doğan eski hale getirme bedelleri kiracıya aittir.” düzenlemeleri mevcuttur. Dava konusu kiralanan taşınmazın akde aykırılık nedeniyle açılan Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 27.10.2020 tarihli 2008/1546 E. 2010/2095 K. sayılı tahliye davasının kabulü üzerine başlatılan Gaziosmanpaşa 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/3166 E. sayılı icra dosyası kapsamında tahliye edildiği anlaşılmakta olup tahliye tarihinin davacının iddiası ve mahkemenin kabulünün aksine 27.02.2012 değil, Yargıtay’ın müstekar içtihatlarında da belirtildiği üzere taşınmazın anahtarlarının ilgili icra dairesine teslim tarihi olan 19.01.2012 olduğunun kabulü gerekmektedir. Davalıların tahliyesinden sonra icra müdürlüğünce tutulan 27.02.2012 tarihli tutanaktaki davacı kiraya verenin beyanları ve dosya kapsamına giren Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/13 D.İş sayılı tespit dosyasında oluşturulan raporda bulunan tespitler ve fotoğraflar birlikte değerlendirildiğinde; davacının, 29.02.2012 tarihinde başvurduğu tespit dosyasında yapılan 08.03.2012 tarihli keşiften önce kiralanan taşınmazda bir takım inşai faaliyetler kapsamında yıkım işlemleri gerçekleştirdiği anlaşılmakta olup, bu itibarla ; hor kullanma sonucu oluştuğu iddia edilen zararın varlığı ve miktarının ispatlanamayacağı nazara alındığında, davacı kiraya verenin, davalı aleyhine hor kullanmadan kaynaklı tazminat talep edemeyeceği, ancak varsa sözleşmeden kaynaklı eski hale getirme bedelinin tahsilini isteyebileceği dikkate alınarak, belirtilen bu çerçevede değerlendirme yapmak üzere oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan; onarım süresine ilişkin kira alacağı, tazminat niteliğinde bulunduğundan, bu alacağa ilişkin net kira bedeli üzerinden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, brüt 22.000,00TL kira bedeli üzerinden hüküm kurulmuş olması da doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir. İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.