Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/1950 E. 2020/8056 K. 22.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1950
KARAR NO : 2020/8056
KARAR TARİHİ : 22.12.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davaların kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, asıl davanın davacılar vekili tarafından temyiz, asıl ve birleşen davaların davalısı … mirasçıları vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 22/12/2020 tarihinde davalı asil … ile bir kısım davalılar vekili Av…. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı …’ın, muris …’ın ölümü ile birlikte, sağlığında eşi … ’a vermiş olduğu vekaletnameyi kullanmak suretiyle, …’ın yaşlılığından istifade edip kandırarak, davaya konu muris … adına kayıtlı taşınmazın tapusunu üzerine aldığını, daha sonra taşınmazı diğer davalı … ’ya devrettiğini, tapu iptal ve tescil talebiyle açılan davanın kabulüne karar verilerek kesinleştiğini, ancak bu sırada, 24/05/1986 tarihinde taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle adlarına tescilinin yapılamadığını, kamulaştırma bedelinin de davalılara ödendiğini, taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin trilyonlarca lira olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000.000.000 TL’nin ( yeni100.000 TL) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılar; davaya konu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle sorumluluklarına gidilemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemişlerdir.
Davalı …’ın yargılama aşamasında vefatı üzerine mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Mahkemece; 06/08/2012 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davaya konu taşınmazın geçersiz vekaletnameye istinaden satışının yapıldığı ve kamulaştırma bedelinin davalı … Yazıcı tarafından alındığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, taşınmaz bedelinin denkleştirici adalet ilkesi gereği istenebileceği gerekçesiyle; davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, 100.000 TL’nin davalı … mirasçılarından tahsili ile davacılara hisseleri oranında verilmesine, davalı … hakkında açılan davanın atiye bırakılması talebi diğer davalı tarafça kabul edilmediğinden bu davalı hakkındaki davanın reddine dair verilen karar, davalı … mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairece verilen 16/02/2015 tarihli ve 2014/19019 E. – 2015/2189 K. sayılı karar ile,
(…mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın kamulaştırma tarihi itibariyle rayiç değeri tespit edilirken, taşınmazın bulunduğu bölgede kamulaştırılan diğer taşınmazlar nedeniyle açılan kamulaştırma bedelinin artırılması davalarında tespit edilen bedellerin dikkate alınmaması ve bölgenin fiili durumu ve özelliklerinin çok iyi bilindiğinden bahisle subjektif ölçülere göre rayiç bedelin tespit edilmesi doğru değildir.
Bundan ayrı, taşınmazın kamulaştırma tarihindeki rayiç değerinin; denkleştirici adalet ilkesi uyarınca dava tarihinde ulaştığı alım gücünün; enflasyon, ÜFE, TÜFE, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vb. ekonomik etkenlerin tamamının dikkate alınması suretiyle hesaplanması gerekirken, bu etkenlerden sadece altın, ÜFE ve döviz kurları esas alınarak alım gücünün hesaplanması doğru olmadığı gibi, belirlenen bu miktardan kamulaştırma bedeli ve dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz miktarı toplamının mahsup edilmemesi de doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma sonrası birleşen Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/408 E. sayılı davada davacılar …, … , … mirasçıları ; aynı vakıalara dayanarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’nin; birleşen Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/530 E. sayılı davada davacı … aynı vakıalara dayanarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ; 17/01/2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak; asıl davanın kabulü ile 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline; birleşen Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/530 E. sayılı davanın kabulü ile 100.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … yönünden açılan davanın atiye bırakılması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına; Birleşen Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/408 E. sayalı davanın kabulü ile 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen davalarda davalı … mirasçıları vekili ve asıl davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın kamulaştırma tarihindeki kaim değeri ve bu değerin alım gücünün denkleştirici adalet ilkesi gereğince, dava tarihindeki ulaştığı miktarı bulunurken; (yeni ve eski para karıştırılarak) paradan 6 sıfır atıldığı dikkate alınmadan hesaplamanın yapıldığı anlaşılmaktadır. Rapor , bu haliyle hüküm kurmaya elverişli değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece; Dairece onanarak kesinleşen, güçlü delil niteliğindeki emsal dosyalarda hesaplamaya esas alınan taşınmaz birim metrekare fiyatları (kamulaştırma tarihindeki ) da dikkate alınmak suretiyle, yeniden seçilecek konusunda uzman bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle hazırlanmış olan yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 3.050. TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin asıl dava davacılarından alınıp davalılar … mirasçılarına verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.