Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/1921 E. 2020/3183 K. 18.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1921
KARAR NO : 2020/3183
KARAR TARİHİ : 18.06.2020

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki geçici abonelik tesisi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki olduğu konuta su aboneliği talep ettiğinde, iskan işlemlerinin tamamlanmadığı gerekçesi ile davalı idarece abonelik verilmediğini belirterek, mağduriyetinin giderilmesi yönünden su akışının sağlanması için tedbiren abonelik verilmesine, dava sonucunda da geçici abonelik tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu taşınmazın yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığını, statik rapor ve iskan müracaat yazısı ile birlikte şahsen başvuru halinde abonelik yapılabileceğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taşınmazın yapı ruhsatına ve fenni gereklere uygun yapıldığının ispatı için iskan ruhsatı, statik raporu veya bu nitelikte bir belgenin davacı tarafından sunulmadığı, binanın yapı ruhsatına ve fenni gereklere uygun olarak yapıldığının ancak binayı yapımının her aşamasında fiilen ve sürekli olarak takip eden kuruluş tarafından belirlenebileceği, bunun dışında yüzeysel bir inceleme veya birtakım varsayımlar ile belirlemenin mümkün olmadığı, bu nedenle keşif yapmanın gereği olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının konutuna geçici abonelik tesisinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 ve 31. madde hükümlerine göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün olmayıp, dava konusu dairenin bulunduğu binanın yapı kullanma (iskan) izninin alınmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konuya ilişkin mevzuatın açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
26.07.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5784 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 25. maddesi ile 3194 Sayılı İmar Kanunu’na eklenen Geçici 11.madde; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon, doğalgaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, binanın 07.07.2004 tarihli yapı (inşaat) ruhsatının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, abonelik tesisi istenen dairenin bulunduğu binanın yapı (inşaat) ruhsat tarihinin 07.07.2004 olduğu dikkate alınarak, 3194 sayılı yasanın geçici 11.maddesi gereğince dava konusu binaya yol, telefon, kanalizasyon, doğal gaz gibi alt yapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün tespiti halinde, öncelikle konusunda uzman bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak, yukarıda anılan İmar Kanununun geçiçi 11. maddesinde belirtilen şartların oluşup oluşmadığı, taşınmazın inşasında ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilip getirilmediği, geçici abonelik tesisi için bir sakınca olup olmadığı hususlarında hüküm kurmaya yeterli, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve açıklayıcı bir rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.