Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/1836 E. 2020/3066 K. 17.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1836
KARAR NO : 2020/3066
KARAR TARİHİ : 17.06.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu işyerinde elektrik abonesi olduğunu, ancak işyerini 2009 yılından 01.12.2010 tarihine kadar kullanılmadığını, kimseye de kiraya vermediğini, 01.12.2010’da dava dışı bir şahsa kiraya verdiğini, buna rağmen davalı tarafından davacıya 10.481,00 TL fatura tahakkuk ettrildiğini, davacı buna itiraz etti ise de davalının, “16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arasında sayaca ait 31294 kwh bozuk tahakkuk olduğu” gerekçesi ile itirazı reddettiğini ileri sürerek; 10.481,00 TL’lik faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı; davacının koruması altında bulunan ölçü sisteminde yapılan kontrolde, “…bakanlık mühürlerinin sağlam olduğu, sayaç hafıza bilgilerinin karıştığı, optik-port ile okunduğu, toplam tüketim 1-8.0=31360.012 olduğu, müdahaleye rastlanmadığı”nın tespit edildiğini, sayaç ayar raporunda tespit edilen son endekse göre 16.11.2009 tarihindeki okuması olan 22 kwh tenzil edilerek 31316-22=21294 khw endeks farkı alınarak faturalandırıldığını, söz konusu 31294 kwh’lık endeks farkının 16.11.2009-07.11.2010 tarihlerini kapsadığını, EPMH yönetmeliği çerçevesinde tahakkuk yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının, sayaçtaki kaydedilmiş tüketimi tespit ediş şekli ve sonrasında 16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arasında sayacın bozuk olduğu gerekçesi ile 2012/08 döneminde tahakkuk ettirilen faturanın doğru olduğu, davacının borcunun belirtilen miktarda olduğunun bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 20.11.2018 tarih 2018/5276 E. – 11769 K. sayılı ilamı ile; “Somut uyuşmazlıkta; sayacın davacının kusurundan kaynaklanmaksızın bozuk olduğu ve doğru tüketim kaydetmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 20. maddesine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli yeni bir rapor alınması gerektiği” gerekçe gösterilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde; bozma ilamı sonrası hazırlanan 17.07.2019 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya 10.130,26 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma ilamına uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
Hüküm tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 26.maddesine göre; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Somut olayda, davacı tarafından; 16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arası aleyhine tahakkuk ettirilen 10.481,00 TL’lik fatura nedeni ile borçlu olmadığının tespiti talep edilmiş, davalı … tarafından, davaya konu faturanın; 16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arasında, davacıya ait abonelikte bulunan sayacın bozuk olduğundan bahisle tahakkuk ettirildiği belirtilmiştir.
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu incelendiğinde ise; “…dava konusu abonenin 16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arasında kalan 356 günlük sürede sayacında herhangi bir arıza olmadığı, kullanım yerinin kiracı …’a kiralandıktan sonra tesissatta bulunan sayacın 09.11.2010-14.12.2010 tarihleri arasında tüketilen enerjiyi sağlıklı kaydettiği, sonraki okuma dönemi olan 15.12.2010-13.01.2011 tarihleri arasında sayacın arızalandığı ve değer kaydetmediği, bu dönem için 29 günlük bozuk tahakkuk yapılması gerektiği, abonenin sayacının değiştirilerek çalışır hale getirildikten sonraki iki ay boyunca ortalama 1002 kwh enerji sarfiyatının yapılması nedeni ile bozuk bir aylık tahakkukun 1002 kwh üzerinden yapılması gerektiği, 09.11.2010-14.12.2010 tarihleri arasında yapılan 31294 kwh’lik bozuk tahakkukun mevzuata uygun olmadığı, 15.12.2010-13.01.2011 tarihleri arasındaki bozuk tahakkuk bedelinin ise 350,74 TL olduğu şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmaktadır.
Kural olarak; bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır.
Dairemizin yukarıda anılan bozma ilamında açıkça; davaya konu dönem olan 16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arasında sayacın bozuk olduğu kabul edildikten sonra davacının bu dönem için borçlu olduğu bedelin belirlenmesi bakımından yeniden rapor alınması gerektiği belirtilmiştir. Buna rağmen bilirkişi heyeti tarafından; davaya konu olan dönemde sayacın bozuk olmadığı belirtilerek, davaya konu dönem dışında kalan 15.12.2010-13.01.2011 tarihleri arasında sayacın arızalandığı tespiti yapılarak, iş bu dönem için hesaplama yapılmış, mahkemece de bu rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir. Ne var ki davacının talebi; 16.11.2009-07.11.2010 tarihleri arasına ilişkindir.
O halde mahkemece; Dairemizin anılan bozma ilamına aykırı olacak şekilde ve ayrıca HMK’nın 26. maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesi göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.