YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1677
KARAR NO : 2020/1732
KARAR TARİHİ : 26.02.2020
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava ile; davalı kurum bünyesinde yapılan ihale sonucu resmi hizmetlerde kullanılmak üzere kiralanmış olduğu aracının, davalı kurumun kullanımında iken zarar görmüş olması nedeniyle maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; yapılan yargılama neticesinde davanın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesiyle 10/03/2016 gün ve 2015/296 E. 2016/208 K. sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Görevsizlik kararı sonrası yargılama Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılmış olup, mahkemenin 25/05/2016 gün ve 2016/742 E. – 2016/737 K. sayılı kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanmayıp maddi zararın tazmini istemine ilişkin olduğundan bahisle (karşı) görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya merci tayini için Yargıtay 20.Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, 20.Hukuk Dairesinin 31/01/2017 tarih ve 2016/14298 E. – 2017/638 K. sayılı kararı ile; davanın, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünde araç kira sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Yargı Yerinin belirlenmesi sonrası davanın yargılaması görevli Gönen Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yürütülmüş ve mahkemenin 27/11/2019 tarih ve 2017/185 E.- 2019/1770 K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İş bu kararın, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dava dosyası temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 373/4 maddesi; “Yargıtayın bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun olarak karar verildiği takdirde, bu karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü, Geçici 3/2 maddesi; “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” hükmünü içermektedir.
Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararları sonrasında Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen ilamı ile merci tayini yapıldıktan sonra, Yargıtay dosyadan elini çekmiştir. Bu aşamadan sonra, görevli Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından esasa ilişkin yargılama yapılıp, karar verilmiştir.
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın bir denetimi söz konusu değildir.
Bu itibarla, 27/11/2019 tarihinde verilen ve daha önce Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın kanun yolu denetimi “İstinaf” olup, görevli mercinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 26/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.