Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/1302 E. 2020/6192 K. 09.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1302
KARAR NO : 2020/6192
KARAR TARİHİ : 09.11.2020

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kurum işleminin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, eczacı olup davalı kurum mensuplarına ilaç temin ettiğini, davalı kurum tarafından “tip sözleşmeye” aykırı surette sahte reçetenin fatura edildiği gerekçesi ile hakkında 244.000,80 TL cezai şart tahakkuk ettirildiğini, davalı kurumun yaptığı işlemin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, cezai şart işleminin iptalini talep etmiştir.
Davalı, haksız ve kötüniyetli açılan davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davacı tarafın istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın hüküm kısmındaki vekalet ücretine ilişkin 4 nolu fıkranın kaldırılmasına, yerine 4 nolu fıkra olarak “davacı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden kendisini vekil ile temsil eden davacı yararına A.A.Ü.T. Uyarınca 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin eklenmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) 6100 sayılı HMK’nın “Duruşma yapmadan verilecek kararlar” başlıklı 353/1-b-2 maddesinde; “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzeltilerek yeniden esas hakkında (…) duruşma yapılmadan karar verilir.”;.
Aynı Kanunun 359/2 maddesi ise; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” hükmünü içermektedir.
Açıklanan bu kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata edilmesi ve bu hatanın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmelidir.
Somut olayda, bölge adliye mahkemesince; davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabul edilmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararı tamamen kaldırılarak, taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi suretiyle yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; infazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesince verilen kararın (4) nolu fıkrasının kaldırılmasına karar verilmesiyle yetinilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/2 maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, kesin olmak üzere 09/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.