YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/11866
KARAR NO : 2021/4544
KARAR TARİHİ : 22.04.2021
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket ile aralarında 24/05/2010-29/09/2010 tarihleri arasında Hazır Giyim Teknisyenliği kursu düzenlemesi işi için sözleşme imzalandığını, davalı şirketin sözleşme hükümlerine aykırı olarak istihdam taahhüdünü tamamen yerine getirmediğini, bu durumun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 06/04/2012 tarihli raporuyla tespit edildiğini, bu nedenlerle davalıya ödenen 76.781,00 TL kurum alacağınının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 76.720,39 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile davalının işlemler el kitabı ve sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını ileri sürerek davalıya ödenen bedelin istirdadını istemiş; davalı ise sözleşme gereğince yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, 15/10/2014 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alındığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan 15/10/2014 tarihli raporda, eğitime katılacak açık işsiz kursiyerlere Hazır Giyim Teknisyenliği mesleğinde, meslekle ilgili temel bilgilerin kazandırılması amacıyla düzenlenmiş olan kursta, sözleşmenin 27. maddesi hükmü doğrultusunda eğitim hizmetlerinin teorik ve pratik programlar olmak üzere İl Milli Eğitim Müdürlüğü üniversiteler ya da özel kanunla belirlenmiş kurum/kuruluş tarafından onaylanan eğitim programlarına göre yürütülmesi gerektiği halde, kursta eğiticinin her hafta yarım gün eğitim vermediği, kurs süresince kursiyerlere yalnızca etek diktirildiği, pantolon ve bluz dikişi konusunda hiçbir eğitim verilmediği, kursiyerlerin kurs süresince davalı firmanın işçisi gibi çalıştırıldığı, davalı firmanın siparişlerine yönelik üretim yaptırıldığı günde 200 etek diktirildiği hususları kursa katılan 16 kursiyerlerin dava dosya ekinde bulunan yazılı ifadeleriyle ortaya konulduğunu,…. ve…. isimli kursiyerlerin kursun eğitim ve istihdam aşamasına hiç katılmadığı halde yerine akrabası ve kızının katıldığı hususu bazı kursiyerlerin ve Eğitici ….’un ifadeleriyle, bazı kursiyerlerin iş verenin eşi ve komşuları olduğu iddiaları da bu kursiyerlerin ikametgah ve iş adreslerinin aynı olması ve kursiyer ve istihdam listelerinde kayıtlı olan….’ın soyadının davalı … verenle aynı olması durumlarıyla kanıtlandığını, taraflar arasında imzalanmış bulunan sözleşmenin 21. maddesine göre kursa 20 kişiyle başlanıldığı 18 kişiyle tamamlanmış olduğu nazara alınarak yüklenicinin en az 10 kişiyi istihdam etmesi gerektiğini,11 adet kursiyerin istihdam edildiği, sigorta primlerinin ve ödemelerinin yapıldığı dava dosya ekleri arasında yer alan belgelerle ortaya konulduğunu,davacı idare kursiyerlerden bazılarının istihdam aşamasında çalışmadıkları halde çalışıyormuş gibi belgelendirildiğini, SGK ödemelerinin yatırıldığını, ücret almadıkları halde ücret bordroları düzenlenerek yanıltıcı belge verdikleri, bazı kursiyerlerin yerine imza atılarak sahte evrak düzenlediklerini öne sürdüğünü, konu hakkında C. Savcılığı nezdinde yapılmış olan suç duyurusu hakkında sonuç oluşmadığından kesin bir yargıya varılamadığını belirterek davacı idarenin sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu sonucuna varılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu sonuca ulaşılırken teftiş sırasında dinlenilen 16 işçinin beyanı esas alınmıştır. Davalı cevabında ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, beyanı esas alınan işçilerin dinlenilmesini istemiş ancak mahkemece yargılama aşamasında işçiler tanık olarak dinlenilmemiştir. Oysa ki, HMK.nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında bu işçileri tanık sıfatıyla dinlemesi, gerektiğinde davacı kurum kayıtları da incelenerek ve davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı hususu alınan beyanlar nazarında tartışılarak, davalının mahkemece alınan bilirkişi raporlarına karşı yaptığı itiraz da karşılanmak suretiyle, tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun bir rapor alınarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi gereği 1086 sayılı HUMK’nin 440.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.