Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/11332 E. 2021/4506 K. 22.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/11332
KARAR NO : 2021/4506
KARAR TARİHİ : 22.04.2021

BAŞVURUSU : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
BAŞKANLAR KURULU

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 05.06.2020 tarihli ve 2020/1 Esas – 2020/1 Karar sayılı başvurusunda; İstanbul BAM 18. ve İstanbul BAM 19. Hukuk Daireleri’nin kesin kararları arasında, SGK kapsamındaki kişiler adına düzenlenen sahte reçetelerin eczaneler tarafından karşılanması halinde, reçete bedellerini eczanelere ödeyen SGK’nın Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin 2012 Yılı Protokolü’nün 4.3.6. maddesi uyarınca yersiz ödeme kapsamında geri alıp alamayacağı yönündeki görüş farklılıkları nedeniyle uyuşmazlık bulunduğu bildirilip, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35/1-3 maddesi kapsamında uyuşmazlıkların giderilmesi talep edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2018 tarih 2017/1467 E. 2018/310 K. sayılı kararına konu, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 18/10/2016 tarih, 2015/218 – 2016/350 esas-karar sayılı reçete bedelinin tahsili işleminin iptali davasının kabulüne konu kararın istinaf istemi üzerine verilen kararında; “taraflar arasındaki eczane protokolü uyarınca davacı eczacının dava dışı şahsa ilaç verme işleminde protokol ve mevzuata uygun, yani usule uygun hareket ettiği, dolayısıyla davalı Kurumun zarara uğratılmasında davacının bir dahlinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulü yönündeki mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ayrıca davacı yararına tarifeye uygun avukatlık ücreti takdir edilip hüküm altına alındığı” gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin kesin olan 2017/1701 E. 2018/587 K. sayılı kararına konu, Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 26/04/2017 tarih, 2015/233 – 2017/120 esas-karar sayılı reçete bedelinin tahsili işleminin iptali davasının kabulüne konu kararın istinaf istemi üzerine verilen kararında; eczanenin reçeteleri kuruma fatura etmesinde kusuru yok ise de kurum sorumluluğunda olmayan reçetelerle ilgili davacının, davalı kurumdan reçete bedellerini tahsil etmesi mümkün değildir. Reçete bedellerinden sorumlu olmayan kuruma külfet yükleyecektir. Davacı reçete bedellerini ancak sahtecilik yapan kişilerden isteyebilir. Üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden davalı kurum sorumlu tutulamayacağından davalının istinaf talebinin kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk dairelerinin benzer olayda verdikleri kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunduğundan bu uyuşmazlıkların 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35/1-3 maddesine göre giderilmesinin Serhat Berber vekili tarafından talep edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nca 08/06/2018 tarihli ve 2018/2 Esas – 2018/2 Karar sayılı karar ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ne başvuruda bulunulmuştur. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarih ve 2018/4584 E – 2020/2099 K. sayılı ilamıyla “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 02.04.2018 tarih 2017/1701 E., 2018/587 K. sayılı dosyası ile 18. Hukuk Dairesi’nin 22.02.2018 tarih 2017/1467 E., 2018/310 K. sayılı dava dosyalarının asıllarının ilgili yerlerden celbi ile eklenerek gönderilmesi ve 08.06.2018 tarihli 2018/2 sayılı Başkanlar Kurulu kararında gerekçe ve görüş bildirilmediğinden, 5235 sayılı Yasa’nın Başkanlar Kurulu’nun görevleri başlıklı 35. maddenin 3. fıkrası kapsamında uyuşmazlığın giderilmesine dair talep yazısının gerekçeli ve görüş de bildirilmek suretiyle tekraren gönderilmesi için” dosyanın geri çevrilmesine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nca geri çevirme kararı üzerine verilen 05.06.2020 tarihli ve 2020/1 Esas – 2020/1 Karar sayılı kararından da anlaşılacağı üzere; 01.07.2019 tarihinden sonraki kararlarında 18.Hukuk Dairesi Başkanının değişmiş olması nedeniyle görüş değişikliği yoluna gittiği, şu durumda daireler arasındaki uyuşmazlığın giderildiği, her iki dairenin de “reçetelerin üçüncü kişiler tarafından sahte olarak tanzim edildiğinin sabit olması halinde, her ne kadar eczanenin ilgili reçeteleri kuruma fatura etmesinde kusuru olmasa da, kurum sorumluluğunda olmayan reçetelerle ilgili eczacının, kurumdan reçete bedellerini tahsil etmesinin mümkün olamayacağı, aksi halde reçete bedellerinden sorumlu tutulmasının Kuruma külfet yükleyeceği, eczacının reçete bedellerini ancak sahtecilik yapan kişilerden isteyebileceği, üçüncü kişilerin suç teşkil eden eylem ve fiillerinden Kurumun sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle uyuşmazlığa konu davaların reddi gerektiği” görüşünde olduğu anlaşıldığından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 05.06.2020 tarihli ve 2020/1 Esas – 2020/1 Karar sayılı uyuşmazlığın ve içtihat birlikteliğinin sağlanması talebiyle ilgili karar vermeye yer olmadığına, 22/04/2021 tarihinde kesin olarak karar verildi.