Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2020/11089 E. 2021/1098 K. 09.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/11089
KARAR NO : 2021/1098
KARAR TARİHİ : 09.02.2021

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BURSA 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tazminat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 09/02/2021 tarihinde davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile aralarında 01.01.2009 başlangıç tarihli 5+5 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının kiralananı 04.08.2014 tarihinden evvel tahliye ettiğini, davalının kiralananı kötü kullandığı gibi tahliye sırasında da taşınmaza zarar verdiğini; davalının, ayrıca sözleşme ile birlikte düzenlenen 2 adet demirbaş listesi ile tarafına teslim edilen demirbaşları da söküp götürdüğünü, sökerken monte edilen zemin ve duvarlara zarar verdiğini; taşınmazdaki demirbaşlara kasten zarar verdiğini, asansörleri ve jenaratörü kökünden söküp gütürdüğünü, idari bina ve fabrika içindeki aydınlatmaları tahrip ettiğini, yine idari binadaki doğalgazla çalışan kombili kalorifer tesisatını tahrip ettiğini, su arıtma tesisini götürdüğünü, 400 kw trafonun panolarını ve fabrika için dağıtım panoları ile elektrik tesisatları, bütün kalorifer peteklerini ve tüm kapıları söküp götürdüğünü; bunun üzerine, Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/21 D.iş sayılı dosyası üzerinden 04.08.2014 tarihinde tespit yaptırdığını, bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda taşınmazın 04.08.2014 tarihinde fiilen tahliye olduğunun, demirbaşlarının götürüldüğünün ve tahrip edildiğinin, parke ve duvarlara zarar verildiğinin, zarar toplamının 743.500,00 TL olduğunun tespit edildiğini; ancak, zararlarının çok daha fazla olduğunu; 21.08.2014 tarihinde açılan hor kullanma tazminatı davasının, Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1776 E. sayılı dosyası ile tahliye tarihinin 26.09.2014 günü olduğu zira fiilen tahliye olunmuş olsa bile hukuken 26.09.2014 tarihine kadar kiracının mecuru kullanma hakkı bulunduğu, hukuken tahliye süresi geçmemiş ve fiilen tahliye edilmemiş mecurda hasar tespiti yaptırıp tazminat ve alacak talebinde bulunamayacağından bahisle davanın reddine karar verildiğini; ancak, tespit tarihinden sonra da davalı tarafından taşınmazda meydana gelen tahribatın giderilmediğini, makine ekipmanları ve demirbaşların geri getirilmediğini, binaya monte edilmediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL’ nin 26.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 02.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 920.883,92 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı; kiralananın tahliyesi davası sonunda 26.09.2014 tarihinde tahliye edildiğini ve anahtarları ile birlikte teslim edildiğini ve bu tarihe kadar kira sözleşmesinin geçerli olduğunun kesinleştiğini; davacı tarafından açılan Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1776 Esas sayılı hor kullanma alacağı davasının reddine karar verildiğini; taşınmazın hukuki ve fiili tahliye tarihinin 26.09.2014 olduğu hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığını, bu itibarla davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını; yine, davacının aynı sebeplerle ve aynı taleplerle açmış olduğu ilk davadaki kesin hüküm nedeniyle iş bu ikinci davanın dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini; taraflar arasında 29.04.2014 tarihinde iki adet fesih protokolü ve tahliye taahhütnamesi imzalandığını, taraflarınca mahkemenin 2014/96 D.iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti neticesinde mecurun boşaltılarak teslime hazır hale getirildiğinin tespit edildiğini, 26.09.2014 tarihinde teslim tesellüm tutanağı ile mecurun anahtarları ile birlikte davacıya teslim edildiğini, davacının teslim anında hiç bir itirazının ve beyanının olmadığını, kiralanana zarar verildiği iddialarının gerçek dışı olduğunu; tamamen ve sadece kendisine ait imalatları, demirbaş ekipmanlarını ve makinelerini aldığını, kiralama sırasında da bir çok boya vb işler ve imalatların tarafından bedeli ödenerek yapıldığını, tahliyeden evvel zorunlu sökme ve yıkama işlemlerini onartarak, taşınmazı temiz ve hasarsız olarak sözleşmeye uygun bir şekilde davacıya teslim ettiğini; bilirkişi raporunda, alınarak götürüldüğü belirtilen tüm demirbaş, ekipman ve makinelerin tarafına ait olduğunu, davacıya ait her hangi bir demirbaş, ekipman ve makinenin alınmadığını, taşınmazdaki yıkılan ve zarar gören kısımların da onarılarak düzeltilmiş olduğunu, kiralananda mevcut her hangi bir hasar bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile 920.883,92 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 6098 sayılı TBK.nın 316/1. maddesi hükmü uyarınca; kiracı, kiralananı özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. maddesi gereğince, sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğünün ihlali halinde kiraya veren; bu yüzden uğradığı zararın tazminini kiracıdan isteyebilir. Ancak, kiracı sözleşme sınırları içinde kiralanandan yararlanması sonucu meydana gelen yıpranma ve bozulmalardan sorumlu değildir.
Mahkemece, hükme esas alınan 06.07.2018 tarihli bilirkişi raporunda; elektrik bilirkişisi tarafından hesaplanan 339.183,92 TL hor kullanma bedelinin, davacı tarafından tahliyeden sonra edinilen elektrik malzemeleri, yük asansörleri ve tesisatı ile jeneratör ve tesisatına ilişkin fatura tutarlarından ibaret olduğunun belirtildiği, oysaki; kiralananda bu kalem içerisinde bulunan eşyaların vasıfları, model, marka vs. gibi özellikleri tespit edilip yıpranma payları düşülmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, davalı tarafın bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının ikinci bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.