Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/613 E. 2019/4162 K. 07.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/613
KARAR NO : 2019/4162
KARAR TARİHİ : 07.05.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 07.05.2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; davacı vekili Av. … ve Av. … ile davalı vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalının 19.09.2000 başlangıç tarihli sözleşme uyarınca 6 nolu sergi salonunda kiracı olduğunu, kira paralarını ödemeyen davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının yapılan takibe; salonların icra marifetiyle tahliye edilerek 3.kişiye teslim edildiğinden bahisle itiraz ettiğini, ne var ki, bu itirazın yerinde olmadığını davalı hakkında verilen tahliye kararının tam olarak infaz edilemediğini, salonlara bağlı depolar olduğunu, bu kısımların tahliyesine devam edilmek üzere infaz işlemine ara verildiğini; dolayısıyla, usulüne uygun bir tahliyeden bahsedilemeyeceğini, salonların ihtiyati tedbir kararı doğrultusunda dava dışı İstanbul Fuarcılık A.Ş.’ye teslim edildiğini, salonları teslim alan bu şirket ile davalı arasında ortaklık ilişkisi olduğunu ve bu şirketin salonları davalıya tebaan kullandığını, bu süreçte fuar organizasyonlarına devam edildiğini; fuar takviminde aksama yaşanmadığını, davalının salonlara ilişkin yer tahsisini sürdürdüğünü, davalının kira alacağının doğmadığını belirttiği dönem için kısmi kira ödemesi yaptığını; davalının, itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptaline, kiralananın tahliyesine ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; verilen tahliye kararı doğrultusunda davaya konu fuar salonlarının icra marifetiyle tahliye edilerek 24.12.2008 tarihinde davacıya teslim edildiğini, bu durumun tahliye tutanağında açıkça belirtildiğini, tahliyeyi müteakip dava dışı İstanbul Fuarcılık A.Ş.’nin başvurusu üzerine icra mahkemesince İİK. 276. maddesi kapsamında salonların dava dışı İstanbul Fuarcılık A.Ş.’ye teslimine karar verildiğini ve teslimin 16.01.2009 tarihinde gerçekleştiğini; salonların 24.12.2008 tarihinden itibaren davalının kullanımında olmadığını, kullanılamayan bir dönem için kira parası istenemeyeceğini, salonların teslim edildiği İstanbul Fuarcılık A.Ş. ile davalı arasında iddia edildiği gibi bir ilişki olmadığını, faaliyet alanlarının farklı olduğunu; müvekkilinin, fuar düzeleme yetkisine sahip şirketlere alan tahsisi yaptığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; kiralanın icraen tahliyesi ile birlikte kira ilişkisinin ortadan kalktığı, davalının davaya konu dönemde kiracılık sıfatının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin … Esas-2013/11526 Karar sayılı ve 04.07.2013 tarihli kararı ile; ” ….Taraflar arasında akdi ilişkinin sonlandırılmasına yönelik irade birliği bulunmadığı gibi kiralananın tahliyesine yönelik verilip kesinleşen bir yargı kararından da söz etmek mümkün değildir. Önceden davalı hakkında verilen tahliye hükmü Dairemizce karar düzeltme aşamasında bozulmuş, bu doğrultuda davanın reddine dair verilen karar kesinleşmiştir. Henüz kesinleşmemiş mahkeme kararı sonucu kiralananın icra marifetiyle tahliye edilmiş olması taraflar arasındaki akdi ilişkinin ortadan kalktığı şeklinde yorumlanamaz. Bu yönüyle mahkemenin, tahliye hükmünün infazı ile birlikte kira ilişkisinin ortadan kalktığına yönelik gerekçesi yerinde değildir…. salonların icra marifetiyle tahliye edilerek anahtarının davacıya teslim edildiği tarih olan 24.12.2008 ile alt kullanıcı olarak kabul edilen İstanbul Fuarcılık A.Ş.’ye teslimin gerçekleştiği 16.01.2009 tarihleri arasındaki dönem hariç olmak üzere uyuşmazlığa konu diğer dönemlerde salonların fiili hakimiyetinin davalıda olduğunun kabulü ile davalının sorumluluğunda kalan dönemler için mahkemece alacağın sözleşme koşullarına göre hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi ….” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş ve itirazın iptali ile davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Feri müdahilin temyiz itirazların incelenmesinde;
HMK’nın 61 ila 64.maddelerine göre, dava ihbar olunan kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Bu nedenle, dava kendisine ihbar olunan kişi, davaya müdahale talebinde bulunmuş ve bu talebi mahkemece kabul edilmiş olmadıkça, hükmü temyiz etme hakkı yoktur.
Davada, ihbar olunan İstanbul Fuarcılık A.Ş.’ye dava ihbar edilmiş ise de, ihbar olunan müdahale talebinde bulunmadığı ve başvuru harcı yatırmadığı gibi mahkemece de ihbar olunanın müdahilliğine de karar verilmemiştir. Bu itibarla, ihbar olunan tarafın temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından, hükmün tahliyeye ilişkin kısmının onanmasına karar verilmiştir.
3-) Davalının ödemelere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 19.09.2000 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesine ek sözleşme ile kira bedellerinin Mart, Haziran ve Eylül aylarında 4 aylık peşin olarak ödeneceği ve herhangi bir kiranın zamanında ödenmediği takdirde 1 yıllık kira bedelinin tahsili gerekeceği kararlaştırılmıştır. Davacı bu kira sözleşmesine dayanarak 11.09.2009 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2009 Eylül, Ekim Kasım ve Aralık ayları kira bedeli ile muacceliyet kaydı nedeniyle 19.09.2010 tarihine kadar olan kira bedelleri toplamı 2.969.623,56 TL kira alacağı ve 12.366,65 TL işlemiş faizin tahsilini istemiştir. Davalının ödeme emrine itirazı üzerine; davacı, açtığı iş bu dava ile itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı bozma sonrası 08.10.2018 tarihli dilekçe ile dava konusu kira bedellerini ödediğini belirterek bu ödemelere ilişkin banka havale dekontlarını temyiz dilekçesi ile de ibraz etmiştir. Ödeme belgesi borcu sona erdiren belgelerden olduğundan yargılamanın her aşamasında ibraz edilebilir. Nitekim davalının temyiz dilekçesinin ekinde sunduğu belgeler, banka dekontu olup her zaman ibrazı mümkün bulunmaktadır. Bu durumda, mahkemece, borçlu tarafından sunulan ödeme belgeleri üzerinde durularak, bu konuda alacaklıya da diyecekleri sorulduktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan vekilinin temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile tahliyeye yönelik hükmün ONANMASINA, 101.227,40 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalının itirazın iptaline yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 2.037 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan