Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/5773 E. 2020/1795 K. 27.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5773
KARAR NO : 2020/1795
KARAR TARİHİ : 27.02.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; elektrik mesken abonesi olan babasının vefatı sonrası aboneliği üzerine almadan elektrik kullanmaya devam ettiğini, kullanılan elektriğin fahiş hesaplandığı gibi kaçak elektrik kullanıldığı gerekçesiyle 7.858,68 TL tutarlı elektrik faturası tanzim edildiğini beyan ederek; gerçek borç bedelinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının kuruma olan borcundan dolayı kesilen enerjiyi izinsiz açmak suretiyle kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini bu nedenle elektriğin kesildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu fatura bedellerinin kaçak elektrik kullanımından değil usulsüz kullanımdan dolayı tahakkuk ettirilmesi gerektiği yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile, davalı kuruma 3.466,88 TL borcu olduğunun tespitine, toplam borcunun iki eşit taksitte ödenmesine karar verilmiş, hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09.11.2017 tarihli ve 2016/7333 Esas, 2017/15674 Karar sayılı ilamı ile; dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun şekilde kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında davacının açması kaçak elektrik enerjisi tüketimi olup Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/b maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiğinden Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı kurul kararı somut olaya uygulanmak suretiyle alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması gerekçesiyle, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davacının ödenmemiş fatura ve kaçak elektrik bedeli olarak toplam 7.858,68 TL den sorumlu olduğu bunun 3.759,50 TL sinin kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan tüketim bedeline ilişkin olup kalan 4.099,18 TL yönünden 23.05.2011-05.05.2014 tarihleri arasında kaçak elektrik kullanımından kaynaklı borcu bulunmadığından bahisle davanın kısmen kabulü ile davacının 23.05.2011-05.05.2014 tarihleri arasında davalı tarafa 4.099,18 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde 7.858,68 TL bedelli faturanın yanlış hesaplandığını, gerçek borç bedelinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda elektrik elektronik mühendisi bilirkişiden alınan ve hükme esas olan rapora göre; davaya konu mesken aboneliğinde 02.06.2008-22.04.2011 tarihleri arasında yapılan 5.2888 kwh elektrik tüketimi nedeniyle tahakkuk ettirilen endeks esaslı 1.594,70 TL tutarlı 18 adet ödenmemiş fatura ile 23.05.2011-05.05.2014 tarihleri arasında yapılan 6.181 kwh kaçak elektrik tüketimi nedeniyle düzenlenen 12 adet kaçak tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen cezalı 3.759,50 TL tutar olmak üzere 11.469 kwh elektrik tüketimi karşılığı toplam 5.354,20 TL hesaplandığı böylece asıl alacak bedeline işletilen gecikme zammıyla hesaplanan toplam 7.858,68 TL tutarlı menfi tespit talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda, davacı dava dilekçesi ile, kullandığı mesken aboneliğine ait ödenmemiş 18 adet fatura ile 12 adet kaçak tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen fatura toplamı olan 7.858,68 TL bedelli faturanın fahiş olduğunu belirterek gerçek bedelin tespitini talep ettiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporu ve davacının talebinin aksine sadece kaçak bedel nazara alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.