Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/5642 E. 2020/1609 K. 24.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5642
KARAR NO : 2020/1609
KARAR TARİHİ : 24.02.2020

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen rücuen tazminat davasının kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı … Otomotiv A.Ş’nin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının düzeltilmesine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı … Otomotiv A.Ş tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava dilekçesinde özetle; kiralananın davalılardan … Otomotive ait olduğunu ve kendi ünvanı adı altında faaliyet gösterdiğini, 06/02/2007 tarihinde davalılardan …’ın sevk idaresindeki … plakalı kiralananı devirmek suretiyle otobüste bulunanlardan iki kişinin ölümüne ve pek çok kişinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağına göre davalı …’in tam kusurlu olduğunu, Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/127 E sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucunda davalı … hakkında mahkumiyet hükmü verildiğini, kazada ölen …’ün ailesinin Osmancık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/316 E sayılı dosyası üzerinden maddi-manevi tazminat davası açtığını, davalılarla birlikte şirket aleyhine maddi-manevi tazminata hükmedildiğini, bu karar sonrasında Osmancık İcra Müdürlüğü’nün 2008/615 E sayılı dosyasına toplam 69,900,00 TL ödeme yaptıklarını, davalılar hakkında daha önceden rücuen tazminat davası açtığını ancak takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, aynı konuda açılan başka bir davanın ise derdestlik nedeniyle (dava şartı noksanlığından) red ile sonuçlandığını, işbu davayı açmakta hukuki yararı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak sureti ile 15,000,00 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davaya konu 06/02/2007 tarihli kazada davalı …’ın sürücüsü olduğu 19 HE 504 plakalı aracın trafik siciline göre diğer davalı … Otomotiv A.Ş. adına kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki taşıt kira sözleşmesine göre davacının kiracı sıfatının bulunduğu, davalı …’ın beyanına ve SGK kaydına göre aracı … Otomotiv adına ve çalışanı olarak kullandığı, taraflar arasındaki taşıt kira sözleşmesinin 5. maddesinde “bu kira sözleşmesi tasarruf ve mülkiyet hakkını devir almaz” hükmüne yer verildiği, 6. maddesinde de kiralanan otobüsün, akaryakıt, bakım, onarım, lastik giderleri, park, garaj, sigorta, tazminat ve vergilerinin kiraya veren tarafından ödeneceğine dair hüküm bulunduğu, ayrıca davalı … ın haksız fiil faili olarak, davalı … Otomotiv A.Ş. nin ise dosya kapsamına göre taraflar arasındaki taşıt kira sözleşmesinin davacı tarafa araç üzerinde mutlak bir hakimiyet ve tasarruf imkanı sağlamadığı, aracın üzerindeki hakimiyetin devredilmediği, işleten sıfatının davalı … Otomotivde olduğu kabul edilerek işleten sıfatı ile sorumlulukları olduğu gerekçesiyle 16/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen tespit ve hesaplamalara da itibar edilerek davacının davasının kabulü ile, 102.277,69 TL rücuen tazminat alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı … Otomotiv A.Ş. tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince; mahkemece davacı şirket tarafından yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiziyle birlikte davalılardan tahsiline ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı ancak davacı şirket tarafından yapılan ödemeler toplamına (69.990,00TL) ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz toplamı (32.287,69 TL) eklenip bulunan bedelin (102.277,69 TL) işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilerek faiz işletilen kısma tekrar faiz işletildiği gerekçesiyle Osmancık Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 19/12/2018 tarih, 2018/649 Esas 2018/695 Karar sayılı hükmünün 1. bendi hükümden çıkartılıp yerine 1. bent olarak “Davanın kabulü ile 102.277,69 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, asıl alacak olan 69.990,00 TL’ye dava tarihi olan 16/02/2015 ‘ten itibaren yasal faiz uygulanmasına” sözcüklerinin eklenmesi suretiyle hüküm düzeltilerek davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne karar verilmiş; bu hüküm davalı … Otomotiv A.Ş. tarafından tenyiz edilmiştir.
1-)Bölge adliye mahkemelerinin duruşmasız olarak esas hakkında istinaf incelemesi yapmaları durumundaki karar verme usulü 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2. maddesinde düzenlenmiş olup bölge adliye mahkemesi yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilipte yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verilebilecektir.
Ayrıca bölge adliye mahkemesi kararlarında yer alması gereken hususlar 6100 sayılı HMK’nın 359. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, “Tarafların iddia ve savunmalarının özeti”, “İlk derece mahkemesi kararının özeti”, “İleri sürülen istinaf sebepleri” ve “Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep” bölge adliye mahkemesi kararında yer alması gereken zorunlu hususlardandır. Aynı kanunun 359/2. maddesinde ise “hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararına atıf yapılarak ilk derece mahkemesi hükmünden 1. bent çıkarılarak yerine 1. bent olarak “Davanın kabulü ile 102.277,69 TL nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, asıl alacak olan 69.990,00 TL ye dava tarihi olan 16/02/2015 ‘ten itibaren yasal faiz uygulanmasına” ifadesi eklenerek hükmün düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm fıkrasının diğer kısımları bakımından hüküm kurulmamıştır. Bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen dahi olsa kabul edildiği durumlarda öncelikle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi, ardından ise yeniden tüm talepler bakımından hüküm kurulması gerekmektedir.
O halde bölge adliye mahkemesince, yukarıda açıklanan HMK’nın 359/2. ve 353/1-b-2. maddelerindeki düzenlemeler de gözetilerek, esas hakkında taleplerin her biri hakkında tek tek hüküm kurulması gerekirken, yalnızca 1. bent bakımından ilk derece mahkemesi hükmü düzeltilerek kararın infazında tereddüt oluşmasına sebebiyet verecek şekilde karar verilmesi hatalı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2-)Bozma nedenine göre, davalı şirketin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.