Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/5186 E. 2020/1424 K. 19.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5186
KARAR NO : 2020/1424
KARAR TARİHİ : 19.02.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacılar vekili ve davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, müteveffa …’nun 13.10.2012 tarihinde meydana gelen elektrik çarpması sonucu vefat ettiğini, davalıların kusurlu olduklarını ileri sürerek baba … ve anne … için 40.000,00’er TL, kardeşleri olan …, …, …, … ve … için 15.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı …, davaya konu olayın gerçekleştiği bölgedeki enerji nakil hattının Elektrik Bakım Tesisleri Yönetmeliğine uygun olarak yapıldığını, elektrik hatlarındaki denetleme ve bakım işlemlerinin aksatılmadığını, kurum üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, kurumun herhangi bir kusuru olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı … Elektrik ve San. Tic. Ltd. Şti ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı … Elektrik ve San. Tic. Ltd. Şti yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 12.09.2017 tarihli, 2016/7321 Esas ve 2017/11785 Karar sayılı ilamıyla ceza mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, kesinleşmiş ise tarafların kusurunun belirlenmesi hususunda bilirkişi kurulundan rapor aldırılması gerektiği gerekçesiyle anılan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına kararı verildikten sonra yeniden yapılan yargılama neticesinde, davalı … Elektrik ve San. Tic. Ltd. Şti yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 16.01.2019 tarihli, 2018/6201 Esas ve 2019/152 Karar sayılı ilamıyla davacı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı olarak davalı … Elektrik ve San. Tic. Ltd. Şti lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı anne ve babanın da bir miktar kusurlu olduklarının tespit edilmiş olmaları dikkate alınarak kusur oranlarıyla bağlı kalınmadan anne ve baba lehine hakkaniyete uygun olacak şekilde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle anılan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen son kararda, davalı … Elektrik ve San. Tic. Ltd. Şti yönünden davanın reddine, davalı … yönünden davanın kısmen kabulüne, baba … için 30.000,00 TL anne … için 30.000,00 TL kardeşler …, …, …, … ve … için 15.000,00′ er TL olmak üzere toplam 135.000,00 TL manevi tazminatın, 13/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … Dağıtım Şirketinden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı …’ın tüm, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacıların vekalet ücreti yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Somut olayda davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. Mahkemece sadece davacılardan … ve … bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, davalı … lehine takdir edilen vekalet ücretinden yalnızca, hakkında kısmen kabul kararı verilen davacılar sorumlu olmalıdırlar. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca, davalı … lehine hükmedilen vekalet ücretinin davacılardan … ve …’dan alınmasına karar verilmesi gerekirken, davacıların tümünden müştereken ve müteselsilen alınmasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK’un 436/2. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’ın tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının beşinci bendinde yer alan “Davalı …Ş. vekili için taktir edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı …Ş’ye verilmesine” ifadesinin çıkarılarak, yerine “Davalı …Ş. vekili için taktir edilen 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan … ve …’dan alınarak davalı … AŞ’ye verilmesine” ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’ nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’ un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.