Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/4775 E. 2020/1293 K. 17.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4775
KARAR NO : 2020/1293
KARAR TARİHİ : 17.02.2020

MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda,davalının istinaf başvurusunun kabulüne verilmiş,bu karara karşı davacı tarafça tavzih ve tashih isteminde bulunulması üzerine bu talebe yönelik olarak bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan inceleme neticesinde davacının vekalet ücretine yönelik tavzih ve tashih istemin reddine;hükmün kesinleştiğine yönelik tashih talebinin kabulüne yönelik olarak verilen 22.05.2019 tarihli ek kararın süresi içinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, şirket kayıtlarında … abone no’su üzerinden işlem gören davalı hakkında 2011 yılına ilişkin 11/12. dönemler ve 2012 yılı kaçak kullanımdan kaynaklanan 63.104,10 TL kaçak ve ek tahakkuk bedelleri ile birlikte 64.956,45 TL tutarında faturaların düzenlendiğini,bu faturaların davalının adresine gönderildiğini ve davalı tarafından itiraz edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak suretiyle fatura tutarı olan 64.956,45 TL’nin, her bir fatura için ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren sözleşme faizi olan yıllık 16,80 oranında işleyecek faiz ve %18 KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,dava konusu borcu kabul etmediklerini,aynı alacağa ilişkin olarak daha önce Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1634 E. sayılı dosyası ile aleyhlerine icra takibi yapıldığını,takibe itiraz ettiklerini, Bursa (Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/328 E. 2013/330 K. sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının davacının iddialarını ispat edemediğinden bahisle reddedildiğini,yine kendileri hakkında kaçak elektrik kullanımından dolayı Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan 2013/700 E sayılı dosyasında da beraatlerine karar verildiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince,davanın kısmen kabulü ile, 42.625,31 TL asıl alacak 7.672,55 TL KDV’nin asıl alacak olan 42.625,31 TL’ye 17/01/2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca karar düzeltilerek yeniden esas hakkında; derdestlik dava şartı yokluğundan HMK 114/1-ı ve HMK 115 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nin bu kararına karşı davacı vekili 21.05.2019 tarihli hükmün tashih ve tavzihi istemini içerir dilekçe sunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince verilen 22.05.2019 tarihli ek karar ile,davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik yasal koşulları bulunmayan tashih ve tavzih talebinin reddine; davacı vekilinin hükmün kesinliğine yönelik tashih talebinin kabulü ile,dairelerinin 18.04.2019 tarih ve 2017/905 E.- 2019/645 K sayılı kararının hüküm kısmının son cümlesi olan “dair, HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile taraf vekillerinin yokluğunda karar verildi” cümlesinin çıkarılarak yerine “dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile taraf vekillerinin yokluğunda karar verildi” cümlesi eklenmek suretiyle hükmün tashihine karar verilmiş,bu karar sonrasında bölge adliye mahkemesinin 18.04.2019 tarihli asıl kararı davacı vekili ile katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Ancak, bölge adliye mahkemesince HMK 114/1-ı ve HMK 115 maddeleri uyarınca davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olmakla,karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 7. maddesi uyarınca davalı lehine 2.725,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile 7.495,21 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının düzeltilerek onanması, HMK’nın 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.04.2019 tarihli kararının hüküm fıkrasının 3 no’lu bendinin hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak ”davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’nin 7. maddesi uyarınca 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin 18.04.2019 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca, davacı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 17/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.