Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/4748 E. 2020/1142 K. 12.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4748
KARAR NO : 2020/1142
KARAR TARİHİ : 12.02.2020

MAHKEMESİ : … 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen vasiyetnamenin tenfizi davasında mülkiyetin davacılara ait olduğunun tespitine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak vasiyetnamenin tenfizine ve taşınmazın davacılar adına tesciline yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, muris … 20/07/2008 tarihinde vefat ettiğini, … 30. Noterliği’nde düzenlenmiş olan 26/06/2016 tarihli vasiyetnamenin açılıp okunduğunu ve kesinleştiğini, dava konusu vasiyetnamede … ili, … ilçesi, … Köyü, 1760 parselde kayıtlı taşınmazın vasiyet edildiğini belirterek vasiyetnamenin tenfiziyle, tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini, talep etmişlerdir. Yargılamanın devamında ise davacılar, murisin asıl iradesinin 1760 parsel üzerinde bulunan 3 katlı taşınmaza ilişkin olduğu ileri sürmüşlerdir.
Davalılardan … ve …, davayı kayıtsız şartsız kabul etmişlerdir. Davalı … ise, vasiyetname içeriğinden 1760 parselde kayıtlı taşınmazın değil, taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı binanın vasiyet edildiğini, binada kat irtifakı bulunmadığını, bu nedenle infazının mümkün olmadığını, ayrıca binanın kendi taşınmazına taşmış olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, çoğun içerisinde az da vardır kuralından hareketle … İli … İlçesi … Mahallesi 1760 parsel üzerinde bulunan 73 numaralı 3 katlı binanın muris tarafından düzenlenen düzenleme şeklindeki vasiyetname gereğince mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince, vasiyetnamenin açılma dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerektiğinden ilk derece mahkemesi
kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılamada vasiyetnamenin açılma dosyasının kesinleşmiş olduğu belirlenerek davanın kısmen kabulüne çoğun içerisinde az da vardır kuralından hareketle … … İlçesi … Mahallesi 1760 parsel üzerinde bulunan 73 nolu, 3 katlı binanın muris tarafndan düzenlenen düzenleme şeklindeki vasiyetname gereğince mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespiti ile bu hususun tapu kaydına şerh edilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, vasiyet bırakanın asıl irade ve amacının, üzerinde davacılar tarafından yapılan üç katlı yapının bulunduğu 1760 parsel nolu taşınmazın mülkiyetinin de davacılara vasiyet yoluyla bırakmak olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, vasiyet bırakan … … 30. Noterliğinde düzenlediği 26/06/2006 tarih … yevmiye nolu düzenleme şeklindeki vasiyetnamesinin tenfizine, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … mevki, 1760 parsel nolu 263,46 m2 yüzölçümlü, bahçeli kerpiç ev nitelikli … oğlu, … adına kayıtlı taşınmazın vasiyetname gereğince tapu kaydının iptali ile vasiyetnamede pay belirtilmediğinden yarı yarıya davacı … ile … 10. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/34 esas 2011/24 karar sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında lehine vasiyet yapılan Musa Akın mirasçıları davacılar … ile Merve Akın ve … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, davalı …’nın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Uyuşmazlık, vasiyetin tenfizi talebine ilişkindir.
Vasiyetnamenin tenfizi talebi halinde hakim, murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlemeli, azami biçimde murisin iradesini yerine getirmeli, vasiyetin tenfizine imkân sağlamalıdır. Vasiyetnamenin yorumunda murisin iradesini ayakta tutacak bir yol izlenmelidir (YHGK. 07.06.1966 tarih 738 – 309 sayılı ve 2.HD 10.05.2001 tarih 5921- 7312 sayılı kararları).
İnfaz imkanının doğması 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın 12, 14 ve 50. maddeleri hükümleri gereği kat irtifakı veya mülkiyetinin kurulmasına bağlıdır. Söz konusu taşınmaz mal üzerinde henüz kat mülkiyetinin kurulmamış olması; Borçlar Kanunu’nun 117/1. maddesinde yer alan ve borcun sübutuna yol açan objektif imkansızlık olarak nitelendirilemez.
Dava konusu 22.02.2012 tarihli vasiyetnamede; “Ölümümden sonra geçerli olmak üzere, … ili, … ilçesi, … köyü, … mevkiinde kain ve tapunun 15 pafta — ada 1760 parselinde kayıtlı taşınmaz üzerindeki Yener Caddesi, no 73 …, … adresindeki 3 katın tamamını söz konusu dairelerin yapılmasını ve masraflarını yapan kızım … kızı … olma … ile damadım … vasiyet ediyorum. Ben öldükten sonra hiçbir mirasçımın bu gayrimenkuller üzerinde hak talep etmemelerini ve vasiyetnamenin açılması ile bu taşınmazın mülkiyetinin vasiyet edilene devri konusunda engel çıkarmamalarını vasiyet ediyorum. Son arzu ve isteklerim bundan ibarettir.” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
Somut olayda, davaya konu vasiyetname incelendiğinde murisin asıl iradesinin 1760 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan 3 katlı binaya ilişkin olduğu anlaşılmış olup davacılar tarafından sunulan 30.12.2016 tarihli dilekçede de murisin iradesini doğrular şekilde 3 katlı binanın tamamının vasiyet edildiği belirtilmiştir. Bu talebin davacıları bağlayacağı kuşkusuzdur.
Ayrıca, mahallinde keşif yapılarak alınan bilirkişi raporunda, 1760 sayılı parsel üzerinde tek katlı kerpiç ev, ayrıca 73 nolu 3 katlı betonarme bina olduğu, 3 katlı binanın hemen hemen yarısının komşu 1759 parsele tecavüzlü olduğu, ayrıca bahsedilen 3 katlı yapının kaçak olduğunu, 3 katlı bina için kat irtifakının tesis edilemeyeceği belirtilmiştir. Davaya konu vasiyetname, Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine göre belirli ve muayyen bir şeyi ifade etmemekte, dolayısıyla şimdilik infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
O halde bölge adliye mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararında açıkça belirtildiği gibi vasiyetin tenfizine konu yerin, 1760 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan 3 katlı bina olduğu, davacılar adına tescilinin mümkün olmadığı, davacıların vasiyete konu taşınmaz üzerinde hak sahibi oldukları göz önüne alınarak vasiyete konu 3 katlı binanın davacılara ait olduğunun tespitine, vasiyetin tapunun beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesi gerekirken, bölge adliye mahkemesince 1760 parsel nolu taşınmazın tümünün tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı …’nın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı … yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.