Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/4199 E. 2020/907 K. 05.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4199
KARAR NO : 2020/907
KARAR TARİHİ : 05.02.2020

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, eski eşinin babası olan davalıya kendisi adına arsa alması için 2004 yılından 2012 yılına kadar ödemelerde bulunduğunu, ancak eşi ile boşandığını, davalıdan arsanın devrini istediğinde davalının böyle bir arsa almadığını belirterek paranın iadesini de gerçekleştirmediğini, bu nedenle elindeki dekontlarla icra takibi başlattığını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının borçlarını ödeyemediği bir dönemde kendisinden borç istediğini, davacıya elden para verdiğini, davacının da borçlarına karşılık banka havalesi yoluyla kendisine para gönderdiğini, kendisine yapılan havalelerin borç ödemesi olduğunu, aksinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddini ve davacının takibinde haksız ve kötüniyetli olması nedeni ile takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı tarafından delil olarak dayanılan dekontlarda gönderilen paraların arsa alınması amacıyla gönderildiğine ilişkin herhangi bir açıklama yer almadığı, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanlarına davacı ile yakın akraba olmaları ve ayrıca beyanların bir kısmının duyuma dayalı olması nedeniyle itibar edilmediği, davacıya yemin hakkının hatırlatıldığı, davacının yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiği, bu halde davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı ve katılma yoluyla davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesi tarafından, davaya dayanak yapılan dekontların açıklama kısmında herhangi bir açıklama görülmediği, tanık beyanlarının da davacının iddiasını destekler mahiyette somut beyanlar olmadığı, davacının yaklaşık 10 yılı kapsayan dönemde belli aralıklarla banka yoluyla davalıya gönderdiği paraların varlığı belli olmayan bir arsa alımı için yapıldığından sözetmenin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve katılma yoluyla davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
1- 6100 sayılı HMK’nın 359. maddesinde, “(1) Karar aşağıdaki hususları içerir: a) Kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi ile başkan, üyeler ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları, sicil numaraları. b) Tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde müdahil olarak katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri. c) Tarafların iddia ve savunmalarının özeti. ç) İlk derece mahkemesi kararının özeti. d) İleri sürülen istinaf sebepleri. e) Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep. f) Hüküm sonucu ile varsa kanun yolu ve süresi. g) Kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile zabıt kâtibinin imzaları. ğ) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi. (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta bölge adliye mahkemesince, davacı tarafın ileri sürdüğü istinaf talepleri değerlendirilip incelendiği halde davalı tarafın istinaf talepleri hiçbir şekilde incelenmemiş ve sadece davacı tarafın istinaf talebinin reddi gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur.
Bu halde, ilk derece mahkemesi kararının hem davacı hem de davalı tarafça istinaf edilmesine rağmen bölge adliye mahkemesince davalının istinaf sebepleri ile ilgili olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bu nedenlerle bölge adliye mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenler ile davacının tüm ve davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.