YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4054
KARAR NO : 2019/7699
KARAR TARİHİ : 09.10.2019
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dışı … Spor San.Tic.Ltd.Şti. ile aralarında dava konusu taşınmazın kullanımına ilişkin kar payı karşılığı sözleşme bulunduğunu, davalının sosyal tesisler binasının 1. katını rızası dışında kullandığını, taşınmazı tahliye etmesi istenildiği halde 02/08/2010 tarihine kadar kullanılmaya devam edildiğini, bu işgal nedeniyle 30/10/2008 tarihinden beri ecrimisil bedelini de ödemediğini, ecrimisil bedelinin tahsiline yönelik başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamını ve %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı, alt kiracı olduğunu, davacı kurumun da ödenen kira bedellerini kabul ederek alt kiracılığına zımnen muvafakat verdiğini, taşınmazda yapılan bir kısım faydalı masraf bedeli ile muaccel olan kira bedellerinin mahsup edilmesi hususunda anlaşmaya vardıklarını bildirerek davanın reddi ile davacı aleyhine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile takibin devamına, asıl alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve
alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Davacının talebi ecrimisil istemine ilişkin olduğuna göre davalı tarafından hesaplanabilir ve likit bir alacağın söz konusu olmadığının kabulü gerekir. Bu itibarla; takip konusu alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında yer alan “Asıl alacağın %40 oranındaki 20.800 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,” ifadesi çıkarılarak yerine, ” Davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine,” ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.