Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/3843 E. 2019/7308 K. 01.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3843
KARAR NO : 2019/7308
KARAR TARİHİ : 01.10.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalılar ile aralarında aylık 500TL bedelli sözlü kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin başlangıcından bu yana kira bedellerini ödemeyen davalı aleyhine İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü’nün 2014/22990 Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini, takibin devamını istemiştir.
Davalılar; taraflar arasında kira sözleşmesi olmadığını, taşınmazı dava dışı, davacının oğlu, …’ndan kiraladıklarını ve kira bedellerini de bu kişiye ödediklerini belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) davalıların temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Kira sözleşmeleri şahsi hak doğuran sözleşmelerden olduğundan kiraya verenin malik olmasına gerek yoktur. Kural olarak kira sözleşmesi şekle bağlı değildir. Yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilir. İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez. Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, kira ilişkisi ve kira miktarının kiraya veren, ödeme savunmasının ise kiracı tarafından ispatlanması gerekir.
Somut olayda davacı kira ilişkisinin varlığından hareketle alacak isteminde bulunmuş olup bu açıdan kira ilişkisinin varlığını ispat külfeti davacıya aittir. Davalılar tarafından sunulan 21.06.2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde; davacının oğlu …’nun kiraya veren olduğu ve kiracının da davalılardan … olduğu görülmektedir. … duruşmada tanık olarak dinlenmiş ve davalıların kira bedellerini kendisine ödediklerini kabul etmiştir. HMK’nun 189/3. maddesi uyarınca kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar başka delillerle ispat olunamaz. Aynı yasanın 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki miktar ve değeri 2.500 Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Yıllık kira bedeline göre, davacının kira ilişkisini yazılı delille ispat etmesi gerekir. Davacı davalıların kiracı olduğunu yazılı delil ve belgelerle ispat edememiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.