Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/3603 E. 2019/7447 K. 03.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3603
KARAR NO : 2019/7447
KARAR TARİHİ : 03.10.2019

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki istirdat ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; sayaç numaratörü ve kulak mühürleriyle oynandığından bahisle sayacının davalı idarece sökülerek muayene laboratuvarına gönderildiğini ve tespit edilen güç üzerinden kaçak tahakkuku yapılıp 2.064,30 TL lik fatura düzenlendiğini belirterek; icra baskısıyla ödediği 6.493,70 TL’nin tahsil tarihi olan 24.5.2007 tarihinden itibaren yasal faizi ile, bu iş nedeniyle manevi olarak büyük zarar gördüğünden 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu ileri sürerek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna dayanarak davacının abone olduğu yerde sayacın numaratörlerine müdahale etmek suretiyle kaçak elektrik kullanımının sabit olması karşısında hakkında işlem yapılmasının doğru olduğu ve bu nedenle manevi tazminat isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 13.09.2012 tarihli ve 2012/5367 E., 2012/5956 K. sayılı ilamı ile; “.. davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. … Davacının ilk tutanağa konu kullanımının kaçak olduğu sabit olup bu tutanakla ilgili ödemesi gereken kaçak elektrik kullanım bedeli ile işlemiş faizini; ikinci tutanağa konu kullanımı yeni sayacı davalı elemanları taktığından kaçak kullanım olmayıp normal kullanım olduğundan yeni sayaçtaki endeksten takıldığı zamanki 270 kw düşülüp kalan endeks üzerinden normal kullanım bedeli ile işlemiş faizinin hesaplanması, bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınması ve varılacak sonuca göre istirdat istemi konusunda karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; düzenlenen zabıt varakası ve kaçak tahakkuk hesaplamasının mevzuata uygun olduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay’ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda mahkemece; bozma kararına uyulduğu halde gerekleri yerine getirilmemiş, bozmaya uygun karar verilmemiştir. Şöyle ki;
Mahkemece uyma kararı verilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 13.09.2012 tarihli ve 2012/5367 E., 2012/5956 K. sayılı ilamı ile; davacı aleyhine düzenlenen 28.04.2004 ve 23.03.2005 tarihli tutanaklardan, 28.04.2004 tarihli tutanağa konu elektrik kullanımının kaçak olduğu sabit olup bu tutanak ile ilgili ödenmesi gereken kaçak elektrik kullanım bedeli ile işlemiş faizin hesaplanması, diğer tutanağa konu elektrik kullanımının normal kullanım olduğundan normal kullanım bedeli ile işlemiş faizin hesaplanması için bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Ne var ki mahkemece hükme esas alınan 23.10.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda; 28.04.2004 tarihli tutanağa ilişkin kaçak elektrik kullanım bedeli hesaplanarak istirdatı gereken bedelin bulunmadığı belirtildiği halde, 23.03.2005 tarihli ikinci tutanağa ilişkin normal kullanım bedeli ile işlemiş faizin hesaplanmadığı anlaşılmıştır.
Bu şekilde; Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece; bozma ilamı doğrultusunda, davacı aleyhine düzenlenen 23.03.2005 tarihli kaçak elektrik tutanağına istinaden başlatılan Silivri İcra Müdürlüğünün 2006/3814 Esas sayılı icra dosyasına ilişkin olarak; kaçak elektrik kullanıldığından bahisle davalı şirket tarafından takılan yeni sayaçtaki endeksten, takıldığı zamanki 270 kw düşülüp kalan endeks üzerinden normal kullanım bedeli ile işlemiş faizin hesaplanması için uzman bilirkişiden rapor alınarak, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, Dairemizin bozma ilamının gereği yerine getirilmeden, yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.