YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3553
KARAR NO : 2019/6568
KARAR TARİHİ : 11.09.2019
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira parasının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, dava konusu taşınmazda paydaş olarak hissedar bulunduklarını, davalının ise uzun yıllardır kiracı olduğu halde kira artırımına yanaşmadığını belirterek emsal yer, rayiç bedeller ve ekonomik esaslar dikkate alınarak 31/01/2015 tarihinden itibaren yıllık kira bedelinin 15.000TL olarak tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, talebin fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın 31/01/2015- 31/12/2015 dönemi kira bedelinin 7.507TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir .
1- Dava ehliyetine yönelik incelemede; Davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet); maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir.
Görüldüğü üzere, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için defi değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
Kira bedelinin tespiti davasını, kira sözleşmesini yapan taraflar açabileceği gibi, o taşınmazın maliki veya paydaşlarından her biri de açabilir. Kiralanan, iştirak halinde mülkiyete konu ise, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya açılan davaya katılmaları yahut izin belgesi vermeleri ya da miras şirketine mümessil tayini ile mümkündür. Kiralanan müşterek mülkiyete tabi ise, her paydaş kendi payı oranında kira parasının tespitini isteyebilir.
Davada dayanılan kira sözleşmesinin incelenmesinde; ön yüzünde yönetim yazdığı, imza kısmında ise … imzası bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacılar dava dilekçesinde malik olduklarını ileri sürmüş ise de dosya arasında bulunan tapu kayıt örneğinde bir kısım davacıların adına rastlanmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacıların bir kısmının tapu maliki ya da mirasçısı olup olmadığı araştırılarak aktif dava ehliyetleri üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalıdır.
2- Bozma nedenine göre, davacıların ve davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacıların ve davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.