Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/3527 E. 2019/6683 K. 16.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3527
KARAR NO : 2019/6683
KARAR TARİHİ : 16.09.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalıya ait sosyal alan için 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun gereğince yapılan ihale sürecinden sora kira protokolü akdedildiğini, kira akdi devam ederken davalı … tarafından 2886 sayılı Kanunun 51. maddesi uyarınca kira akdinin 01/02/2012 tarihinde sona ereceği hususunun bildirildiğini, söz konusu tebligata mukabil taraflarınca ilgili idari işlemin iptali istemiyle idare mahkemesi nezdinde iptal davası açtıklarını, davanın usulden red olunduğunu, kiralananın şirket tarafından spor salonu olarak kullanılmak üzere kiralandığını ve ticari faaliyete uygun hale getirilmek için faydalı ve zorunlu nitelikte olan masraflar yaptığını, masrafların mecurda önemli bir değer artışı sağladığını, yapılan faydalı ve zorunlu masrafların İstanbul 12 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/63 D.İş dosyası ile yapılan tespit ile sabit hale geldiğini, Beyoğlu 17. Noterliğinin 26/11/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ihtaren bildirilmesine karşın davalı tarafından her hangi bir ödemede bulunmadığını belirterek 27.359,87 TL+KDV’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan alınarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesinde özetle; kiraya konu tesisleri de kapsayan alana ilişkin gerekli tüm tefrişatların yaptırılarak davacıya kullanıma hazır halde teslim edildiğini, sözleşme yapıldığı esnada var olan ve taşınmaz için zorunlu ve faydalı olduğunu iddia ettiği bir eksik bulunmadığını, davacının kiralananı kullanıma hazır halde kiraladığını, spor salonundaki tüm aletler bakım ve tadilatların belediyece yapıldığını, gıyapta yapılan tespitin kabul edilemeyeceğini, tespitin taşınmaz boşaltıldıktan ve belediye spor salonu olarak dizayn ve tadilat yaptıktan sonraya ait olduğunu, davacı ile imzalanan protokolün 4. maddesinde
“kiracı şirket kiralanan mahalde belediyeden izin almaksızın tadilat yapamaz. İzin alınması halinde yapılacak tadilat giderleri kiracıya aittir” şeklinde düzenlendiğini, protokole eksikliklerin yazılmadğı gibi davacının buna dair ihtarı da olmadığını, aylık 1500 TL kira ödemesi yapılan kullanıma hazır bir yere de yaklaşık 30.000 TL masraf yapıldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 01/02/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 4. maddesinde kiracı şirketin kiralanan mahalde belediyeden izin almaksızın tadilat yapamayacağının izin alınması halinde ise yapılacak tadilat giderlerinin kiracıya ait olacağının, kiracının hangi bir bedel talep edemeyeceğinin düzenlendiği, davacının mecurda tadilat için davalı kiralayandan izin alındığını kanıtlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 01.02.2010 tarihli ve aylık 1500 TL bedell, kira sözleşmesi bulunmaktadır. Sözleşmenin 4. maddesinde “Kiracı şirket kiralanan mahalde belediyeden izin almaksızın tadilat yapamaz. İzin alınması halinde yapılacak tadilat giderleri kiracıya aittir. Kiracı bu işlerle ilgili herhangi bir bedel talep edemez.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak davacının talepte bulunamayacağına dair hüküm belediye izniyle yaptığı tadilatlar bakımından uygulanabilecektir.Davacı kiracı, kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu giderlerden alınıp götürülmesi mümkün olmayan ve davalı kiraya veren tarafından benimsenenlerin yapıldıkları tarihler itibariyle bedellerini vekaletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir. (TBK’un 530, BK.nun 414.md.) Yargıtayın yerleşik uygulamaları, kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masrafların yapıldığı tarih itibariyle belirlenecek değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle elde edilecek değeri isteme hakkı olduğu yönündedir. Kural olarak bu gibi zorunlu ve faydalı masrafların kira sözleşmesinin başlangıcında yapılmış olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle kiracı kiralananda kalan ve kiraya veren tarafından benimsenen imalat için sebepsiz zenginleşilen oranında ve yapıldıkları tarih itibarıyla rayiç bedeller üzerinden bedelin tazminini talep edebilir. Kiraya verenin sorumluluğu zorunlu ve faydalı imalatların imal tarihindeki değerinden yıpranma payı düşülmek suretiyle bulunacak değer kadardır. Buna göre mahkemece, davacı tarafın faturalarını sunduğu ve bilirkişilerle birlikte yapılan keşifte mahallinde var olduğu, davalı tarafça benimsendiği tespit edilen, faydalı ve zorunlu olduğu bilirkişilerce belirlenen imalatların değerini kalan sözleşme süresiyle orantılı şekilde yıpranma payı da düşülerek yapılacak hesaplama doğrultusunda talep edebileceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken davanın sözleşmede yer alan hüküm nedeniyle tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.