Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/3459 E. 2020/1154 K. 12.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3459
KARAR NO : 2020/1154
KARAR TARİHİ : 12.02.2020

MAHKEMESİ : AFYONKARAHİSAR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen hüküm hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; müvekkilinin adına kayıtlı 3048 ve 8295 abone numaralı enerji nakil hatları bulunduğunu, davalı şirketin davacıya ait enerji nakil hatlarını devralacağını 22.11.2016 tarihlî yazısı ile müvekkilline bildirdiğini,davalı şirketin davacıya devir bedeli ile ilgili bir teklif sunmadığını, müvekkilinin 8048 ve 8295 abone numaralı enerji nakil hatlarının tesisi için ciddi olarak para harcadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin adına kayıtlı 8048 ve 8295 abone numaralı enerji nakil hatlarının devralınmasına ve 3. bir şahsa enerji nakil müsaadesi verilmesine ilişkin davalının işleminin mevzuata ve usule aykırı olması sebebi ile iptaline; aksi halde, müvekkili tarafından tesis edilen enerji nakil hatlarının değerinin tespiti ile, şimdilik asgari 15.000 TL’nin dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili, 22.05.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 80.0138,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca davalı şirket tarafından bağlantı talep eden müşteriye elektrik enerjisi temini ve abonelik işlemlerinin devir işlemlerinin tamamlanması beklenmeksizin gerçekleştirilebilecek olduğundan davalı şirketin bu yöndeki işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını; bağlantı tesislerinin devir alınması sürecinin başlatılması için gerekli evraklarını sunmak üzere davacıya süre verilmesine rağmen davacının bu yönde herhangi bir başvuruda bulunmadığını; bu sebeple, devir işlemlerinin başlatılmasının engellendiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacıya ait 8048 ve 8295 abone nolu enerji nakil hatlarının davalı tarafça devralınmasına ve enerji nakil hatları belirli toplamının 80.138,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 266.maddesi hükmüne göre; Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur.
Aynı kanunun, 281. maddesinde ise; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebililecekleri; mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davalı vekili hükme esas alınan rapora gerekçelerini de göstermek suretiyle itiraz etmiş, ancak mahkemece, davalı vekilinin rapora, itirazları karşılanmadan hüküm tesis edilmiştir. Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda, bilirkişi raporuna karşı itirazları değerlendirmek de uzman bilirkişilerin görevidir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı vekilinin rapora itirazlarını karşılar biçimde önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik bilirkişi heyetinden taraf ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının davalı taraf yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 12/02/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.