Yargıtay Kararı 3. Hukuk Dairesi 2019/2963 E. 2019/9481 K. 28.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 3. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2963
KARAR NO : 2019/9481
KARAR TARİHİ : 28.11.2019

Davacı … ile davalılar … vd. aralarındaki itirazın iptali davasına dair … 14. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 24/12/2015 tarihli ve 2014/58 E. – 2015/890 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 20/03/2019 tarihli ve 2017/6224 E. – 2019/2378 K. sayılı ilama karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalılardan …’nin vekalet verdiği diğer davalı … ile aralarında akdedilen 12/06/2008 tarihli protokolden kaynaklanan 30.000,00TL alacağın tahsili amacıyla borçlular hakkında … 12. İcra Müdürlüğünün 2012/7240 sayılı takip dosyasıyla icra takibine başladıklarını, icra takibi dayanağı protokole göre; kendisinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen, protokol konusu … plakalı minibüsün plakasının geçerli bir neden yokken davalılarca söküldüğü gibi kendisinden alınan 30.000,00 TL lik senedin de iade edilmediğini, protokolde 30.000,00 TL nin kasa olarak alındığını ve kasanın çalıştırıcıya yani kendisine, plakanın ise davalı borçluya ait olduğunun kararlaştırıldığını, buna rağmen davalılar aleyhine yapılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini, açıklanan sebeplerle itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının kendisine ait … plakalı minibüsün plakasını kiraladığını, 3 yıla yakın bu plakayı kullandığını, sözleşme yapıldığı sırada aracın kasasına karşılık 30.000,00 TL bedelinde senet aldığını, kiralama müddeti süresince davacının sigorta, vergi borcu, bandrol vs borçları ödemediğini ayrıca aracı alarak 04/05/2012 tarihinde … isimli şahsa sattığını, hurdacıya yapılan araç satışı neticesinde bedelin davacı tarafından alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davalılardan …’nin sözleşmenin tarafı olmadığı ve pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı … aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı açısından ise taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı olarak sona erdirildiği bu nedenle davacı kiracının daha önce ödediği 30.000,00 TL bedeli davalıdan talep edemeyeceği gibi, kiracının önceden ödediği hava parasını da kiraya verenden talep etmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının temyizi üzerine Dairemiz 20.03.2019 günlü ve 2017/6224 E.-2019/2378 K. sayılı ilam ile hüküm onanmış, kararın düzeltilmesi davacı tarafından talep edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının Dairemizin 20.03.2019 günlü ve 2017/6224 E.- 2019/2378 K. sayılı ilamına karşı sair karar düzeltme istemleri yerinde değildir.
2-)Davalılardan … aleyhinde kurulan hükme yönelik karar düzeltme taleplerine gelince; araç sahibi …’ye vekaleten … ile davacı arasında imzalanan 12.06.2008 tarihli ‘Protokol’ başlıklı belge hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İlgili belgenin incelenmesinde; kira ve satım akdi içeren karma bir sözleşme olduğu, aylık 3.300,00 TL bedel karşılığında ticari minibüse ait … sayılı plakanın 36 ay süre ile çalıştırılmak üzere davacıya kiralandığı ve aynı zamanda ‘Kasa’ olarak tabir edilen aracın da 30.000,00 TL karşılığında davacıya satıldığı ve bedelin tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde ve yargılama sırasında; ilgili protokol ile kararlaştırıldığı üzere kasa bedeli olarak davalıya 30.000,00 TL ödenerek aracın satın alınmasına rağmen, davalının haksız olarak aracı 3.kişiye satmak suretiyle sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle ödediği bedelin iadesini istemiş, Mahkemece dava konusu bedelin uygulamada kabul edilen ve yasal olmayan hava parası karşılığı olduğu ve hukuka aykırı olarak verilen bir şeyin iadesinin mümkün olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; dayanılan delilleri bildirmek ve vakıaları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. (HUMK.nun madde 76, HMK madde 31).
Somut olayda davacı aracı satın aldığını iddia etmekte, davalı ise bu duruma itiraz etmeyip, aracın davalı tarafından 3. kişiye satılarak satış bedelini davacı tarafından tahsil edildiğini savunmaktadır. 2918 Sayılı Yasanın 20/2-d maddesi uyarınca; trafik sicilinde kayıtlı bulunan araçların devir ve satışına yönelik sözleşmelerin resmi şekilde yapılması zorunludur. Resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmeleri geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz. Taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir.
Davada dayanılan 12.06.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile … plakalı aracın 30.000,00 TL bedel karşılığında davalı tarafından davacıya satıldığı ve bedelin tahsil edildiği yazılı olduğu halde, 08.09.2011 tarihli araç satışına ilişkin resmi şekilde yapılan ve geçerli olan satım sözleşmesi ile de aracın, satıcı … tarafından dava dışı 3. kişiye 23.750,00 TL bedel karşılığında satılmış olduğu anlaşılmakta olup, iş bu resmi belgenin varlığı karşısında davalının araç bedelini kendisinin almadığına ilişkin iddiasını ispat edemediğinin kabulü gerekir.
O halde mahkemece; sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca noter satış tarihindeki rayiç bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama ilamının kaldırılarak hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte yazılı gerekçeler ile davacı vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 20.03.2019 günlü ve 2017/6224 E.-2019/2378 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 28.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.